Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2906 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 12166 - Esas Yıl 2004





Davacı, sağlık hizmetlerinin yeniden başlatılması ve borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, nitelikçe davalı Kurum tarafından durdurulan sağlık yardımlarının yeniden başlatılması ve davacının bakmakla yükümlü olduğu babası için kurumca yapılan ilaç harcamalarına ait ana para ve fer'ilerinden. sorumlu olmadığının tespitine yöneliktir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.Dosya kapsamından davacıya, eş ve çocuklarına kurumca verilen sağlık hizmetlerinde bir aksama ve kesinti olmadığı anlaşılmaktadır.Uyuşmazlık 1.9.1999 tarihinden itibaren 2022 sayılı Yasa kapsamında aylık alan baba Elmas ve anne Naime'ye verilen sağlık karnelerinin iptali İle kurum sağlık karneleri kullanılarak yapılan 3.218.494.412 TL sağlık giderinin kurumca geri alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle uyuşmazlık belirgin olarak 1479 sayılı Kanunun ek 11. maddesinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlık tarihinde bulunan ek 11. madde hükmüne göre sağlık sigortası yardımlarından 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılar ile eş ve bakmakla yükümlü oldukları çocuklar ve ana baba, diğer sosyal güvenlik kanunlarına ve özel kanunlara göre sağlık yardımından faydalanmamaları durumunda yararlanacakları hükmü öngörülmüş, yargılamanın devamı sırasında ek 11. madde hükmü 24.7.2003 tarih 4956 sayılı Kanunun 37. maddesi ile yeniden düzenlenmiş, yeni metinde diğer sosyal güvenlik kurumlarına ve özel kanunlarına göre sağlık yardımlarından yararlananlarla ilgili 2. fıkra hükmü yürürlükten kaldırılmıştır.Öte yandan, 2022 sayılı Kanunla 65 yaşını doldurmuş kimselere bağlanan maaş sembolik nitelikte olup Anayasada ifadesini bulan devletin sosyal güvenlik ödevini yerine getirme yükümü ile ilgilidir. Kişilerin gerçek anlamda sosyal güvencesini sağlamaktan uzak devletin ekonomik gücü doğrultusunda yerine getirmeye çalıştığı sosyal güvenlik ödevinin ilk basamağı niteliğinde sosyal yardımlardandır.2022 sayılı Yasanın 7. maddesinde yer alan sağlık hizmetlerine ilişkin düzenleme ise hak sahiplerinin devlet hastanelerinde yapılacak tedavilerinin ücretsiz karşılanacağına ilişkin olup, hak sahibinin ilaç v.b. giderlerini karşılar nitelikte olmayan sınırlı nitelikte bir sağlık güvencesidir.Hal böyle olunca, gerek 1479 sayılı Kanunun 24.7.2003 tarih 4956 sayılı Kanunun 37. maddesi ile getirilen yeni düzenleme ve gerekse Bağ-Kur sağlık karnesinin sağladığı ilaç, v.b. yardımları da içeren kapsamlı ve sigortalı lehine olan sağlık yardımları yönünden sigortalının bakmakla yükümlü olduğu ana babası için 1479 sayılı Kanunun 11. maddesi doğrultusunda sağlık karnesinden ve sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı bulunmaktadır.Yasal sosyal güvenlik sisteminin sağladığı sağlık yardımlarından yararlanmak asıl iken bunun yerine 506 sayılı Yasanın 24. maddesinde de vurgulandığı şekilde sosyal güvenlik sistemi kapsamında bulunmayan, sosyal yardım niteliği taşıyan 2022 sayılı Yasanın sağladığı olanakları Bağ-Kur sigortalılarına 1479 sayılı Kanunun ek 11. maddesinin getirdiği sağlık yardımlarının yerine ikame olanağı bulunmamaktadır.O halde davanın kabulü yerine reddine karar vermek usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın hüküm kurulması bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.