Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı Tic. A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenler ile temyiz kapsamı ve nedenlerine göre, davalı A.Ş.'nin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, sigortalının iş kazasından sürekli iş göremezliği nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece; 50.072,24 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren 388,70 TL tedavi giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Somut olayda, hükme esas 23.06.2014 tarihli bilirkişi hesap raporunda % 100 maluliyet oranı üzerinden geçici iş göremezlik ve % 19.2 maluliyet oranı üzerinden sürekli iş göremezlik dönemi zararları ayrı ayrı hesaplandıktan sonra, bu miktarların toplamından Kurumca davacıya bağlanan ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilecek kısmının indirilmesi sonucu davacının 48.211,46 TL nihai maddi zararı bulunduğunun tespit edildiği, ancak raporun sonuç kısmında zarar kalemleri belirtilirken geçici iş göremezlik dönemi zararı(1.860,78 TL) nihai maddi zarar(48.211,46 TL) içinde değerlendirilmiş olmasına rağmen tekraren yazıldığı ve Mahkemece bu duruma dikkat edilmeden maddi tazminat isteminin karar bağlandığı anlaşılmakla, geçici iş göremezlik dönemi için hesaplanan maddi zararın mükerrer kere hüküm altına alınması doğru olmamıştır.Yapılacak iş; bilirkişi hesap raporunda davacının geçici iş göremezlik dönemine ilişkin zararının nihai maddi zararı içinde değerlendirildiği dikkate alınarak, maddi tazminat yönünden sadece 23.06.2014 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen nihai maddi zararın hüküm altına alınmasından ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 19.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.