Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2840 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13291 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverene ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava; davacının davalı işyerindeki 01.05.1988 – 01.01.1998 tarihleri arasındaki çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya ait işyerinde 02/04/1990-31/12/1990 tarihleri arasında 269 gün çalıştığının tespitine, 1989 ve 1991 yıllarındaki çalışması ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesi gereğince; yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, yönetmelikle tespit edilen belgelerin verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemeyeceği açıktır. Yerleşik Yargıtay görüşü; birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı, çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır.Somut olayda; davalı işyerinden davacı adına talep edilen dönemde Kuruma yapılmış hizmet bildiriminin bulunmadığı,işe giriş bildirgesinin verilmediği, ödenen ücretten prim kesintisinin yapılmadığı ve uyuşmazlık döneminde Kurum müfettişi (yoklama memuru) tarafından çalışmanın saptandığını gösteren bir durum tespit tutanağı veya tahkikat raporunun bulunmadığı anlaşıldığına göre olayda çalışmanın sona erdiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde dava açılmadığından mahkemece davanın hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.