Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2809 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5451 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, murisi ... yanında çalıştığının ve ölümümün iş kazasından kaynaklandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,Dava, davacıların murisi ...'ın ölümü ile sonuçlanan 10.8.2007 günlü kazanın iş kazası olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık dava konusu olayın davalı yönünden iş kazası olup olmadığı yönündedir.Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için öncelikle ölenin tarım işinde kesintisiz mi yevmiye usulü mü çalıştığının belirlenmesi gerekir.İş kazasının tespiti istemine ilişkin bu tür davalar 506 sayılı Yasa'nın 11. maddesinden ( 5510 sayılı Yasa'nın 13.maddesinden ) kaynaklanmaktadır. Anılan maddeye göre, iş kazası, a) sigortalının işyerinde bulunduğu sırada, b) işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla, c) sigortalının, işveren tarafından görev ile başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, d) sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında sigortalıyı hemen veya bedence veya ruhça arızaya uğratan olaylardır. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası sayılması için, 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin sigortalı olması, 2) sigorta olayının maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, iş kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, kurum tarafından düzenlenen 28.4.2010 tarihli rapora göre, murisin davalı yanında yevmiyeli çalıştığı gerekçesi ile olayın iş kazası olmadığının belirlendiği, davacıların murisinin kaza tarihinde sigorta kaydının bulunmadığı, mütevaffanın olay günü davalıya ait tarlanın yanında kalp krizi geçirerek vefat ettiği, buna ilişkin Savcılıkta karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın bulunduğu ancak dinlenen tanık beyanlarından davacının yevmiye usulü mü yoksa kesintisiz mi çalıştığı hususlarının net olarak ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır. Kamu düzenine ilişkin bu tür davalarda mahkemece gerçek durumun resen araştırılıp sonuca gidilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece gerçek durum araştırılmalı, davalıya ait taşınmazların komşu parsel malikleri ile bu kişilerin çalışanları ilgili kamu kuruluşlarından tespit edilerek tanık olarak beyanlarına başvurulmalı ve gerekirse bilirkişiden rapor alınmak sureti ile yapılan işlerin ne kadarlık bir süreyi kapsadığı ve bu işlerin devamlılık arzedip arzetmeyeceği veya bu işlerin yapımı ile ilgilenecek bir kişinin bulunmasının gerekip gerekmediği konusunda rapor alındıktan sonra davalı ile ölen arasındaki iş ilişkisi tespit edilerek olayın iş kazası olup olmadığı değerlendirilerek sonuca varılmalıdır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılara iadesine, 19.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.