MAHKEMESİ :Asliye Hukuk İş MahkemesiDavacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 01/09/1989-23/05/2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 01.09.1989-23.05.2003 tarihileri arasında davalı işyerinde geçen ve Kuruma bildirilemeyen eksik sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Somut olayda, ihtilaflı dönemin tamamında çalışan kayıtlı ve tarafsız bordro tanıkları dinlenmeden, işyeri kayıtları ve tanık beyanları ile davacının yaptığı işin mevsimlik bir iş olup olmadığı, çalışmasının kesintili mi sürekli mi olduğu tespit edilmeden eksik inceleme ve araştırma ile karar verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş, ihtilaflı döneme ilişkin bordrolarda ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ..., zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek beyanlarını almak, tanıkların özellikle; davacının çalışmasının mevsimlik olup olmadığı, sürekli mi kesintili mi olduğu, ihtilaflı dönemlerde işyerinin hangi bölüm ya da bölümlerinde çalıştığı konusunda açık ve yeterli bilgilerini almak; gerekirse işyeri defter ve belgelerini isteyerek yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi ile davacının işyerinde çalıştığı bölüm ya da bölümlerin hangi dönemlerde faaliyet gösterdiği, mevsimlik çalışılıp çalışılmadığı konusunda rapor almak, böylece davalı işyerindeki çalışmanın mevsimlik olup olmadığını, davacının sürekli mi kesintili mi çalıştığını hiçbir tereddüte mahal bırakmayacak şekilde ortaya koyarak toplanan deliller ışığında varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibarettir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yetersiz tanık beyanları ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.