Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27497 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 131 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. İş MahkemesiTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2013/619-2013/243Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emrinin iptaline, borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının yönetim kurulu üyesi olduğu I. Gıda Ürünleri ve Pazarlama A.Ş.'nin borçları nedeniyle kendisine gönderilen ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece; davacının yönetim kurulu başkanı olmadığı, hisse değerinin 1 TL olduğu, prim borcunu yatırmada yetkili olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 18/09/2007 tarihinde I. Gıda Ürünleri ve Pazarlama A.Ş.'nin yönetim kurulu üyesi olduğu, davacının istifasının kabulüne dair 10/02/2009 tarihli yönetim kurulu kararının 11/02/2009 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi' nde yayımlandığı, ödeme emrine konu borcun 2007/3. ay ile 2009/2. aylar arası damga vergisi ve işsizlik sigortası prim borcu ile 2008/12-2009/9. aylar arası prim borcu olduğu, davacıya gönderilen ödeme emrinin 05/12/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 12/12/2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 80/12 ve 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddelerinde düzenlenmiştir. 506 sayılı Yasa'nın 80/12. maddesinde, Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 5510 sayılı Yasanın 88/20. maddesinde ise, Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları hususları düzenlenmiştir.Her iki yasal düzenleme birlikte irdelendiğinde, 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın Kurum alacaklarını düzenleyen 88/20. maddesinde sorumluluk için yönetim kurulu üyeliği yeterli iken, 01/10/2008 tarihinden önce yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasanın 80/12. Maddesinde ise, yönetim kurulu üyeliği tek başına yeterli olmayıp, yönetim kurulu üyesinin aynı zamanda üst düzey yönetici veya yetkilisi olması da gerekmektedir.Yerleşmiş Yargıtay uygulamaları ile öğretide kabul edildiği üzere "üst düzey yönetici" kavramından anlaşılan şirketin mali ve idari konularında tek başına emir ve tasarruf yetkisine sahip özel şekilde kendisine yetki verilen kişidir. Türk Ticaret Kanunu'nun 317. maddesine göre anonim şirketlerde şirketi yönetmek ve temsil etmek yönetim kuruluna aittir. Anonim şirkette primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu üst yönetici ve yetkiliden söz edebilmek için primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekir.Somut olayda, mahkemece dava konusu borcun 01/10/2008 tarihinden sonraki döneme ait olması nedeniyle davacının sorumlu olmadığına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Ayrıca, yönetim kurulu üyeliğinden istifa; tek yanlı, bozucu yenilik doğuran işlemdir. Karşı tarafa ulaşmakla hüküm ifade etmeye başlar. Yönetim kurulu üyeliği de istifanın şirkete ulaştığı tarihte sona ermiş olur. İstifanın karşı tarafça ayrıca kabulüne gerek yoktur. İstifanın şirkete ulaştığı tarihten itibaren, şirket ödevlerinin yerine getirilmesinde, ilgilinin yetkisi kalmayacağından, bu tarihten sonraki kamu borçlarından sorumlu tutulması mümkün değildir. Bu nedenle Mahkemece yapılacak iş; davacının istifasının şirkete ulaştığı tarih tespit edilip bu tarihten sonraki döneme ait şirketin kamu borçlarından sorumlu olup olmadığı konusunda karar vermekten ibarettir. Yanılgılı değerlendirme neticesinde, davacının şirketin kuruma karşı borçlarından tamamen sorumlu olmadığı kabul edilmek sureti ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.