Mahkemesi : Alaplı Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarih : 11.05.2006No : 59-108 Davacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının yakınının iş kazası sonucu ölümü nedeniyle uğradığı maddi zararının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece istemin reddine karar verilmiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan işçinin,nakliyeci olan davalının yanında şoför olarak çalışırken İzmir’e demir çelik ürünü götürdükten sonra Z. Hastanesine malzeme getirirken 06.11.2002 tarihinde Manisa-Balıkesir karayolunda yolun kaygan ve havanın yağışlı olmasından dolayı kamyonun devrilmesi sonucunda öldüğü anlaşılmaktadır.Mahkemece hükme alınan 31.03.2006 günlü bilirkişi raporunda; kaza nedeniyle kazalı işçinin %100 oranında kusurlu olduğu,davalı işverenin ise kusurunun bulunmadığı belirtilmiştir.Ancak bilirkişilerin maddi olaya ve işverenin kusursuzluğuna ilişkin değerlendirmelerinin dosya kapsamına uymadığı görülmektedir. İnsan yaşamının kutsallığı çerçevesinde işverenin, işçilerinin sağlığını ve iş güvenliğini sağlamak için gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamakla yükümlü olduğu İş Kanununun 77.maddesinin açık buyruğudur.Somut olayda kazalı işçinin 06.11.2002 tarihinde Manisa-Balıkesir karayolunda yolun kaygan ve havanın yağışlı olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre yolun sol tarafında yoldan çıkarak aracını devirdiği, Karayolları Trafik Kanununun 47/D maddesi uyarınca kusurlu olduğu,trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili diğer kural,yasak,zorunluluk veya yükümlülüklerine uymamak kuralını ihlal ettiği, bu nedenle tam kusurlu olduğu,işverenin alması gerekli herhangi bir tedbir bulunmadığından kusuru olmadığı belirtilmiştir.Oysa, hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda; bilirkişilerin, zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan işçinin İzmir’e demir çelik ürünü götürürken ve Z. Hastanesine malzeme getirirken aldığı yük için tanzim edilen irsaliyeler karşısında yüklenen yükün araç kapasitesine uygun olup olmadığı ve işçiye tanınan istirahat süresi yönünden Karayolları Trafik Kanunu ve İş Kanununun 77.maddesinin öngördüğü koşulları göz önünde tutarak yapılan işin niteliğine göre işçinin görev yaptığı alanlarda uygulanması gereken İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğünün ilgili maddelerini incelemek suretiyle, işverenin, alması gerekli önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri aldığı, hangi önlemleri almadığı, alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususları ayrıntılı bir biçimde incelemek ve kusurun aidiyeti ve oranını hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek biçimde, saptamadıkları anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kusur raporunun, İş Kanununun 77.maddesinin ve Karayolları Trafik Kanununun öngördüğü koşulları içerdiği giderek hükme dayanak alınacak nitelikte olduğu söylenemez.Mahkemece yapılacak iş; İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği konularında uzman 3 kişilik bilirkişi kuruluna konuyu yeniden yukarıda açıklandığı biçimde inceletmek, verilen rapor dosyadaki bilgi ve belgelerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle,inandırıcı güç ve nitelikte olmayan 77.maddenin öngördüğü koşulları içermeyen kusur raporunu hükme dayanak almak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.