MAHKEMESİ: Manisa 2. İş MahkemesiTARİHİ: 09/03/2007NUMARASI: 2006/50-2007/209Davacı, ilk kesinti tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 1994 yılında yapılan ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren 2926 sayılı Yasa'ya göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece davacının 1.7.1994 tarihinden dava tarihi olan 28.07.2006 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar vermiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 58 yaşını dolduran kadınlarla, 60 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin 20.6.1994 tarihinde yapıldığı, ilk kesintiden sonra 20.04.1995, 22.4.1996, 7.12.2005 tarihlerinde prim kesintisinin bulunduğu, davacının 1.10.1999 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, ziraat odası kaydının 16.2.1998 ve devam şeklinde, tapuda 1987 yılında alınmış 9900 m² bağının bulunduğu, diğer zirai kooperatiflere üyelik kaydının bulunmadığı, bakkallık faaliyetinden dolayı 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olarak 29.3.2000 tarihinden tescil edilip, meslek odası ve esnaf sicil memurluğu kaydının 6.4.2000 ve devamı şeklinde vergi kaydının 29.3.2000 ve devamı şeklinde olduğu ve 30.6.2000, 8.8.2000, 29.8.2000, 30.10.2000, 30.11.2000 tarihleride prim ödediği, 2001, 2002,2003,2004,2005,2006 yıllarına ait gelir vergisi beyannamesi verdiği, zabıta araştırmasında 1993'den beri çiftçilik yapıp üzüm yetirtirdiği, muhtar beyanı ile de 1968 yılından beri çiftçi, 29.3.2000 tarihinden beride esraf olduğu görülmüştür.Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasa'nın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 1479 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 1479 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve Bağ-Kur’lu çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 28.03.2000 tarihine kadar 2926 sayılı Yasa'ya tabi, 29.03.2000 tarihinden de dava tarihi olan 28.07.2006 tarihine kadar 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.Ne var ki; 30.04.2008 tarihinde bu yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın geçici 17. maddesinde ;"Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.Ancak, sigortalı ya da hak sahipleri daha sonra müracaatları tarihindeki 80 inci maddenin ikinci fıkrasına göre belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden hesaplanacak borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.Sigortalılıkları önceki kanunlara göre durdurulanlar için de bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanır." Anılan Tebliğ 14.01.2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.Yapılacak iş; davacının 1479 sayılı sigortalılığı yönünden 5 yıl veya daha fazla primi ödenmemiş sigortalılık süresi bulunup bulunmadığını tespit etmek, davacıdan bu süreye ilişkin prim borçlarını ödemek isteyip istemedeğini sormak, 5 yıldan fazla prim borcu var ve ödemek istemiyor ise 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığını o tarih itibariyle durdurarak yukardaki açıklamalar ışığında davacının bu tarihten sonraki dönem yönünden 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılık şartlarını tartışmak, davacının 1479 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığı yönünden 5 yıl veya daha fazla süreye ilişkin prim borcu yok ise veya var da davacı bu prim borçlarını ödemek istiyor ise davacının 01.07.1994-01.10.1999 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar vermektir.Mahkemece tesis edilen sigortalılık başlangıcının 01.07.1994 olduğuna ve davacının 1.7.1994 tarihinden tescil edildiği 1.10.1999 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine ilişkin olarak verilen hüküm yerinde ise de 01.10.1999-29.03.2000 tarihleri arasında sigortalılık konusunda ihtilaf bulunmadığı halde bu dönemle ilgili tespit kararı verilmiş olması ayrıca 29.03.2000 ile dava tarihi olan 28.07.2006 tarihi arasında yukarda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapılmaksızın bu dönemde çifte sigortalılık oluşturacak şekilde tespit kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ; Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.