Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2685 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 5419 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Adana 1. İş MahkemesiTarih : 30.3.2006 No : 1295-369 Davacı emeklilik müracaat tarihi itibariyle hizmet ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını elde etmiş olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, sigortalılık başlangıcının ve talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı koşullarının oluştuğunun tesbiti istemine ilişkindir. Mahkemece davacının sigortalılık başlangıcının 17.2.1986 tarihi olduğunu tesbit ederek kurumdan gelen cevap itibariyle yaşlılık aylığı tahsis talep dilekçesinin bulunmadığı gerekçeleriyle istemin reddine karar vermiştir. Yapılan incelemede, A. A. Odasından gelen yazıya göre davacının 14.7.1982 ve 17.2.1986 tarihlerinden başlayan kayıtlarının bulunduğu vergi ve sicil kayıtlarının bulunmadığı, 5.8.1992 tarihinde kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesi ile 17.2.1986 tarihinden itibaren 0578321059 Bağ-Kur numarası ile sigortalılığının başlatıldığı, 26.10.1992 tarihli terk belgesine göre işlem yapılarak 17.2.1986-17.2.1987 tarihleri arasında sigortalı sayıldığı ve bu döneme ilişkin prim borcunun 24.11.1992 tarihinde tahsil edildiği, 10.5.2000 tarihinde kuruma gelen ikinci giriş bildirgesi ile bu defa 14.7.1982 tarihinde başlayan oda kaydı dikkate alınarak 22.3.1985 tarihinden itibaren 0840810631 Bağ-Kur numarası ile tescilinin yapıldığı A. A. Odasında 1.6.2000 tarihli kayıt incelemesi sonucu 14.7.1982 tarihli kaydın usulüne uyugun olduğunun teyit edildiği, davacıya gönderilen yazı ile sigortalılığının 22.3.1985 tarihinden itibaren başlatıldığının bildirildiği ve davacının 25.5.2000 tarihinden itibaren prim ödemelerinde bulunduğu, 28.2.2001 tarih ve 010147 no ile kurum kayıtlarına giren aylık talep formu ile 28.2.2001 tarihinde yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu. kurumun davacının sigortalılık başlangıcını 2.3.1986 tarihi olarak değiştirerek emeklilik koşulu olan 15 yıllık sigortalılık süresini doldurmadığını belirterek aylık talebini red ettiği görülmüştür. Davacının 14.7.1982 tarihinden itibaren başlayan oda kaydının kurumca yapılan inceleme sonucunda da usulüne uygun olduğu tesbit olunduğuna ve sigortalılığıda devam edegelen bu oda kaydı itibariyle 14.3.1985 tarihinde kabul edilerek 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesini değiştiren 3165 sayılı Yasa'nın 6. maddesi dikkate alınarak yapıldığına ve primleri de bu başlangıç itibariyle tescil edildiğine göre kurumun yasada uygulama yeri bulunmayan Esnaf Odasının genel kurul toplantısına ait hazirun cevtelini esas alarak sigortalılık başlangıcını değiştirmesinin geçersiz olduğu, davacının sigortalılığının 22.3.1985 tarihinden itibaren başladığı ve yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu 28.2.2001 tarihine kadar devam ettiği böylece 15 yıl 11 ay 6 günlük sigortalılık süresi bulunan ve 1932 doğumlu olan davacı yönünden kısmi yaşlılık aylığı koşullarından olan süre ve yaş koşulunun oluştuğu anlaşılmaktadır. 1479 sayılı Yasa'nın 35/a maddesinde belirtilen, talepte bulunulan tarihte prim ve her türlü borçların ödenmiş olması koşuluna gelince ; bunun içinde mahkemece, davacının 22.3.1985-28.2.2001 tarihleri arasındaki tüm ödemeleri ile birlikte dosya içindeki belgeler den davacıya ait olduğu açık olan 0578321059 Bağ-Kur no ile 17.2.1986-17.2.1987 tarihleri arasındaki dönem için 24.11.1992 tarihinde yapılan 185.000 liralık ödemede dikkate alınmak suretiyle borcunun bulunup bulunmadığı kurumdan sorulmalı gerekli görülürse bu konuda uzman bilirkişi görüşüne başvurulmalı, borcunun bulunmadığının anlaşılması halinde talep tarihini takip eden aybaşı olan 1.3.2001 tarihinden itibaren kısmi yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmeli, bunların bulunmadığının anlaşılması durumunda ise, ödemesi için davacı tarafa mehil verilmeli borcun yerine getirilmesi halinde ödemeyi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar verilerek sonuca gidilmelidir. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukaıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.