MAHKEMESİ: Kocaeli 3. İş MahkemesiTARİHİ: 28/11/2005NUMARASI: 333-460Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1991-1996 yılları arasında çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacının davalı işveren yanında 1991-1996 tarihleri arasında geçen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece hak düşürücü süresinin geçtiği, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle isteğin reddine karar vermiştir.Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davalı Ç.C.'in doğum tarihinin 1967 baba adının Ş. , doğum yerinin Mardin ili olduğu dava dilekçesi tebliğ edilen Ç.C.'in ise doğum tarihinin 1969, baba adının R. , doğum yerinin de Gaziantep olduğu ve kendisine tebliğ edilen dava dilekçesine vekili vasıtasıyla 13.6.2005 havale tarihli dilekçesi ile itiraz ettiği, davalı 1967 doğumlu Ç.C. hakkında yapılan adres araştırması sonucunda adresinin tesbit edilemediğinin 30.4.2004 tarihli tutanak ile bildirildiği görülmüştür.Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 73. maddesinin açık hükmüne göre Mahkeme Yasa'da gösterilen belirli durumlar ayrık olmak üzere, tarafları dinlemeden veya iddia ile savunmalarını bildirmeleri için Yasa'ya uygun şekilde davet etmeden hüküm veremez. Bu nedenle Mahkemece davalı işverene dava dilekçesi ile davetiyenin Tebligat Yasa'sı ve ilgili Tüzük hükümlerine uygun şekilde tebliğ edilmeden, daha açık bir anlatımla taraf teşkili yapılmadan sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.Kabule göre de, 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesinde, yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tesbit edilmeyen sigortalıların, çalışmalarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonudan başlayarak beş yıl içinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlamaları halinde bu çalışmaların Kurumca dikkate alınması gerektiği belirtilmiş davacının davalı işyerinde geçen çalışmalardan bir kısmının 12.4.1993 tarih ve 88/58 sayılı müfettiş raporuyla tesbit edildiği, buna göre davacının 1.2.1992 tarihinde işyerine girdiği belirlenerek, çıkış gösterilmeksizin 1992/1.-1993/1. dönemleri arasındaki çalışmalarının tesbit olunduğu ve müfettiş raporuna istinaden 1992/1.-1993/1. dönemler arasındaki, sigorta prim bordrolarının re'sen Kurumca düzenlendiği, bu durumda Yasa'da belirtilen Kurumca tesbit edilme olayı gerçekleştiğine ve Yargıtay'ın yerleşik kararlarında da sigorta müfettiş raporu ile çalışmaların saptanması durumunda hak düşürücü sürenin geçmeyeceği kabul edildiğine göre, 1.2.1992 tarihinden sonraki istem yönünden çıkış tarihide belirlenmediğinden hak düşürücü sürenin geçmeyeceği düşünülerek, deliller toplanarak sonuca gidilmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddine karar verilmesi de uygun bulunmamıştır.Mahkemece bu reddi ve hukuki olgular gözardı edilerek yasal şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 26.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.