Mahkemesi : Anamur İcra MahkemesiTarihi : 22.12.2005No : 96-113Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı vekilleri tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde konusu kalmayan davanın reddine karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık takip hukukuna dayalı 3. kişinin istihkak davası (İİK. md. 96, 97) ile davalının açtığı karşılık tasarruf iptal davasıdır. (İİK. madde 277. vd.)Mahkemece haczedilen domates fideleri ortada olmadığından konusu kalmayan istihkak davası ile karşılık tasarruf iptal davasının reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1- Borçlu takibe itiraz etmiş, alacaklı itirazın iptali ve takibin devamı istemiyle Anamur Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/352 esasında kayıtlı dava açmıştır. Bu davanın sonucu istihkak ve tasarruf iptal davalarını etkileyecektir. Çünkü, borçlunun itirazı iptal edilirse takip devam edecek dava reddedilirse haciz kendiliğinden hükümsüz olacağından, açılan davaların konusu kalmayacaktır. Bu durum gözetilerek, itiraz iptali istemiyle açılan dava sonucun beklenmesi gerektiğinin göz ardı edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.2- Dava konusu 4200 kök domates fidesi 17.02..2001 tarihinde haczedilerek yediemin M. C.'e teslim edilmiştir. Hacizli malların akıbetinin yedieminden sorulması gerekir. Çünkü hacizli malı yediemin sıfatıyla teslim alan kişi, bu malı istenildiği anda icra müdürlüğüne geri vermekle yükümlüdür. Haczedilen mal istenilmesine karşı teslim etmeyen kişi TCK'nın 289. maddesine göre cezalandırılabileceği gibi hacizli malın kıymeti mahkeme kararına gerek kalmaksızın icra müdürlüğünce doğrudan ödettilir.(İİK. md. 358/2), Haciz tutanağında haczedilen adet ve niteliği yazılı fide değerleri gösterilmediğinden haciz tarihi itibariyle değerlerinin bilirkişiye tesbit ettirilerek yediemine ödetilmesi gerekir. Bu durumda istihkak davası bedele dönüşeceğinden toplanan delillere göre istihkak davası hakkında bir karar verilmesi gerekirken karar yazılı şekilde konusu kalmayan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. 3-Davalı alacaklı 28.01.2002 tarihli karşılık dava ile borçlunun arabasını amcasının oğluna, dükkan ve serayı babası H.D.'a devrettiğini, yaptığı işlemlerin bağış niteliğinde olduğunu ileri sürerek İİK.'nun 278. vd. maddeleri uyarınca tasarrufların iptaline ve malların satılarak bedelinden alacağın tahsil etmesine karar verilmesini istemiştir.İİK.'nun 97/17 maddesi uyarınca üçüncü kişinin alacaklıya karşı icra mahkemesinde açtığı hacizden doğan istihkak davasına karşı haciz yaptıran alacaklının karşılık olarak tasarruf iptal davası açabilmesi için dava konusunun üçüncü kişinin davasına konu ettiği hacizli mala ilişkin tasarruf olması gerekir. Üçüncü kişinin istihkak davasına konu ettiği hacizli mal dışında başka malların tasarrufu ile ilgili olarak alacaklı yanca açılan karşılık tasarruf iptal davasının istihkak davası ile birlikte incelenmesi mümkün değildir.Bu nedenle, somut olayda karşılık tasarruf iptal davasının istihkak davasından ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmesine, daha sonra, tasarruf iptal davasına bakmak genel mahkemenin görevine girdiğinden (İİK. madde 281) dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi yanlış olmuştur. O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıdaki gerekçelerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 26.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.