Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25863 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16448 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 8. İş MahkemesiTARİHİ : 06/03/2014NUMARASI : 2013/870-2014/343Davacı, yetim aylığını kesen kurum işleminin iptaline, kesilen yetim aylığının yeniden bağlanmasına , biriken aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden ve iadesini talep eden kurum işleminin iptali ile ölüm aylığının hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 09/12/1998 kesinleşme tarihli ilam ile boşandığı eşi ile 24/02/2009 tarihinde yeniden evlendiği, 08/11/2010 kesinleşme tarihli ilam ile anlaşmalı olarak yeniden boşandığı, davacıya, başvurusu üzerine 1998 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, Kurum tarafından telefon ve dilekçe ile yapılan ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 31/12/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre; eski eşin yerleşim yeri itibari ile köy ihtiyar heyeti azaları A. A.n ve B. U. ile yapılan görüşmede, davacı ve eşi Yaşar'ın yıllardır aynı çatı altında karı-koca olarak yaşadıkları, köydekiler tarafından da karı-koca olarak bilindikleri öğrenilmiş , mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasında, davacının kayıtlarda geçen Ankara adresinin kapalı olduğu, apartma görevlisi ile yapılan görüşmede bu adreste N. T.isimli kişinin eşi ile yaşadığını, Necmi'nin annesinin bu adrese gelip gittiğini, Necmi'nin babasını ise hiç tanımadığını beyan ettiği görülmüş; mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıklarının, boşanma sonrasında davacı ve eski eşinin birlikte yaşamadığını beyan ettikleri anlaşılmıştır. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır.Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, eski eşin kayıtlı yerleşim yeri itibari ile yapılan çevre araştırmasında dinlenen ve davacı ile eski eşinin yargılama aşamasında husumet iddiasında da bulunmadığı Köy İhtiyar Heyeti azaları A. A. ve B. U.'ın, davacı ve eski eşinin fiilen birlikte yaşadıklarını beyan etmeleri, boşandıklarından haberdar olmadıklarının anlaşılması; davacının Ankara'da oğlunun yanında kaldığına dair iddiası yönünden ise yapılan kolluk araştırmasında, davacının ara sıra oğlunun yanına geldiğinin, sürekli oğlunun yanında yaşamadığının tespit edilmesi karşısında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.