MAHKEMESİ : Bartın 1. Asliye Hukuk İş MahkemesiTARİHİ : 08/05/2014NUMARASI : 2013/24-2014/331Davacı, ölüm aylığının kesilme işleminin iptaline, kesilen aylığın yeniden bağlanmasına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline, davalı Kuruma borçlu olmadığına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının tüm temyiz itirazlarının reddine, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile, 2-Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden ve iadesini talep eden kurum işleminin iptali ile ölüm aylığının kesildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte yeniden bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadışı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 25/03/1999 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, davacıya, başvurusu üzerine 1980 yılında ölen babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 22/08/2012 tarihli kontrol memuru raporuna göre; eski eşin kayıtlı olan "K. mah. H. Cad. No:.../... U./Bartın" adresine gidilerek yapılan çevre araştırmasında, davacının belirtilen adreste yaşamadığı, eski eşinin de binada tanınmadığı tespit edilmiş, davacının kayıtlardaki yerleşim yeri olan "S. Mah. K. Sok. No:.../... Ulus/Bartın" adresinde yapılan araştırmada ise, davacı ve eski eşinin bu adreste birlikte yaşadıkları belirlenmiş olup; Mahalle İhtiyar Heyeti Azası İ. Ç.; birkaç sene önce boşandıklarını duyduğunu, boşanmalarını gerektirecek sorunlarının bulunmadığını; Saz Mahallesi Muhtarı A.. S.. ve aza S. U. ise boşanma sonrası da birlikte yaşamaya devam ettiklerini, davacıyı eski eşinin işyerinde zaman zaman gördüklerini bildirmişler, davacının ise alınan tevilli beyanında, eşinin eve geldiğinde evin alt katında kaldığını, kendisinin ise üst katta yaşadığını, ara sıra aynı evde kaldıkları için çevre sakinlerinin onları evli sandığını ifade ettiği görülmüştür. Mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasında, eski eşin ara sıra davacının yaşadığı evin alt katında yatıp kalktığı, bu evin altında bulunan kendisine ait büyükbaş hayvanların bakımı ile ilgilendiği,yaz aylarında ise bu binanın yanında kendisine ait olan bahçeyi ekip biçtiği bildirilmiştir. Mahkemesince beyanı alınan Saz Mahallesi muhtarı A.. S..'in önceki beyanını tekrar ederek, boşanma sonrasında da davacının ve eski eşinin birlikte Saz mahallesinde bulunan evde kaldıklarını, eski eşi eve gidip gelirken gördüğünü, eski eşin arabasını sürekli olarak davacının evinin önünde gördüğünü beyan ettiği; dinlenen diğer tanıkların ise tevilli beyanda bulunarak eski eşin evin alt katında ara sıra kaldığını, evin yanında bulunan bahçede çalıştığını ve ahırda bulunan kendisine ait hayvanların bakımını yaptığını, aralarında eylemli birlikte yaşamın bulunmadığını bildirdikleri görülmüştür. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, yapılan çevre araştırmasında, çevre sakinleri, azalar İ. Ç. ve Sami Ulus ile S. Mahallesi Muhtarı A.. S..'in beyanlarından, eski eşin, davacının kayıtlı olduğu yerleşim yerinde davacı ile fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi, davacının, eski eşinin evinin alt katında yaşadığını belirterek, fiili birlikte yaşamın varlığını tevilli olarak ikrar etmesi, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasının bu bilgileri teyit eder nitelikte olması ile mahalle muhtarı A.. S..'in mahkeme huzurunda önceki beyanlarını tekrarlaması; davacı tanıklarının ise tevilli olarak birlikte yaşamın var olduğunu beyan etmeleri karşısında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.