MAHKEMESİ : Erzincan 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 23/05/2014NUMARASI : 2013/258-2014/335Davacı, Karşı davalı Kurum işleminin iptaline kesilen aylığının yeniden bağlanmasına, biriken aylıkların faiziyle tahsiline Davalı, Karşı davacı yersiz olarak ödenen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar vermiştir.Hükmün davalı Karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava; davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile ödenmeyen aylıkların yasal faizi ile birlikte tahsili istemli olup; karşı dava ise davacıya kurum tarafından yapılan 12.180,73 TL yersiz ödemenin her bir aylık ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı davalıdan/davacıdan tahsimi istemine ilişkindir. Erzincan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 07/02/2013 tarih, 2012/140 E ve 2013/50 K sayılı "davanın kabulüne, karşı davanın reddine" ilişkin kararının Dairemizin 04/07/2013 tarih, 2013/5499 E ve 2013/14532 K sayılı ilamı "eksik araştırma sonucu karar verildiğinden" bahisle bozulması üzerine; mahkemesince bozmaya uyularak gerekli araştırmaların yapılması sonucu 23/05/2014 tarih, 2013/258 E ve 2014/335 K sayısı üzerinden davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının eski eşinden TMK.nun 166/3. fıkrası uyarınca anlaşmalı olarak 19/07/2004 kesinleşme tarihli ilam ile boşandığı, yazılı ihbar üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, kontrol memuru tarafından tutulan 12/09/2011 tarihli rapora göre; yapılan çevre soruşturmasında, köylülere davacının ismi söylendiğinde tanımadıklarının, boşandığı eşinin soyadı ile sorulduğunda ise, davacıyı tanıyarak, davacının kışın eşi Ziya ile birlikte kızlarının yanında İstanbul'da kaldığını; yaz aylarında ise eşi ile birlikte köyde yaşadıklarını beyan ettikleri, soruşturma nedeniyle beyanına başvurulan davacının; boşandığı eşinin sürekli olarak mezrada; kendisinin ise yaz aylarında köy merkezinde, kışın ise İstanbul'da kızlarının yanında kaldığını, boşandığı eşi Ziya'nın da ara sıra İstanbul'a kızlarını görmek için geldiğini beyan ettiği anlaşılmıştır. Abonelik kayıtlarından davacı adına İstanbul'da sabit telefon ve internet hattı; köyde 2002 yılından beri elektrik aboneliği; eski eşi adına ise 1989 yılından beri köye bağlı Yaylacık mezrasındaki evde elektrik aboneliği bulunduğu tespit edilmiş, mahkemesince yaptırılan kolluk araştırmasında, davacının, boşandıktan sonra İstanbul'da kızı ile birlikte yaşamaya başladığı, köye geldiğinde kardeşi Celal'in yanında kaldığı bildirilmiştir.Yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı Veysel İhtiyar; boşanmadan sonra, davacının boşandığı eşinin de İstanbul'a taşındığını, yazları köye geldiğini, kışları ise İstanbul'da yaşadığını; dinlenen muhtar ve azaların ise eski eşin genellikle köye bağlı mezrada kendine ait evde kaldığını, kış aylarında İstanbul'a gittiğini, burada davacı ile birlikte kalıp kalmadığını bilmediklerini beyan ettikleri görülmüştür. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, kontrol memuru tarafından köyde yapılan çevre araştırması sırasında çevre sakinlerinin davacının boşandığından haberdar olmadıklarının anlaşılması, davacı ve eski eşi arasında fiili birlikte yaşamın bulunduğunu beyan etmeleri karşısında, yargılama aşamasında tanıklardan ve kolluk araştırmalarından edilen bilgilerin sonradan kurgulanmış olup, haklı ve makul nedene dayanmadığı dikkate alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi karşı davanın kabulü gerekirken mahkemece davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.