Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25851 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17833 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Selendi Asliye Hukuk İş MahkemesiTARİHİ : 21/01/2014NUMARASI : 2012/95-2014/9Davacı Kurum, davalıya yersiz olarak ödenen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacı SGK'nun, davalının aldığı ölüm aylığının, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal nedeni ile davalıya yersiz olarak ödenen 10.880,82 TL aylığın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykır?? olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalının, 02/03/2010 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, davalıya, 17/03/2010 tarihli başvurusu üzerine ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalının kardeşi Uğur Akgün'ün ihbarı üzerine Kurum tarafından başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 29/04/2011 tarihli kontrol memuru raporuna göre; davalının kayıtlı olduğu adres itibari ile Şerefiye mahallesi muhtarı İsmali Çimen'in alınan beyanında; eski eşin, davalıdan kağıt üzerinde ayrıldığını, boşanma sonrasında birlikte yaşamaya devam ettiklerini çevreden duyduğunu bildirmiş olup, eski eşin kayıtlı olduğu adresi itibari ile Yenicami Mahallesi Muhtarı E.. E.. ile yapılan görüşmede ise, davacı ve eski eşinin "Yenicamii Mah. Tevfik Uğur Cad no:60/3" adresinde fiilen birlikte yaşadıklarını, davalı adına inşaat malzemeleri satışı yapılan işyerlerinin bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmış, Yenicami mahallesinde yapılan çevre araştırmasında ise davalı Fadime'nin eski eşi ile birlikte yaşadığı çevre sakinlerinin beyanları ile tespit edilmiş, mahkemesince dinlenen mahalle muhtarları E.. E.. ve İ.. Ç..'in ise önceki beyanlarını haklı nedene dayanmaksızın değiştirerek, davalının eski eşi ile yaşayıp yaşamadığını bilmediklerini beyan ettikleri görülmüştür.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, kontrol memuru raporunun içeriğine göre, yapılan çevre araştırmasında, çevre sakinleri ile mahalle muhtarları İ.. Ç.. ve E.. E..'ın beyanlarından, davalının, eski eşin kayıtlı olduğu yerleşim yerinde eski eşi ile fiilen birlikte yaşadığının tespit edilmesi ve mahalle muhtarlarının mahkeme huzurunda haklı nedene dayanmaksızın beyanlarını değiştirdikleri anlaşıldığından, önceki beyanlarının hükme esas alınması gerektiği hususları birlikte gözönüne alındığında; davalı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, Kurumca açılan istirdat davasının kabulü gerekirken mahkemece davanın reddine karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.