MAHKEMESİ : Manisa 1. İş MahkemesiTARİHİ : 28/05/2013NUMARASI : 2011/218-2013/447Davacı, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespitine, 6111 sayılı yasadan yararlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun tüm, davacının ise, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının SSK'lı çalışmalar haricinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile 6111 sayılı Yasadan faydalanması istemine ilişkindirMahkemece, Kurumca kabul edilen süreler hariç 27/01/2011 tarihine kadar olan tarım Bağ-Kur sigortalılığı talebinin reddine, 6111 sayılı Yasadan faydalanmasına karar verilmiştir.Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 01/11/1995-20/11/2000 tarihleri arası ve 27/01/2001 tarihinde yeniden başlayan ve halen devam eden tarım Bağ-Kur sigortalılığının bulunduğu, teslim ettiği ürünlerden 1995-200 yılları arası prim kesintisinin yapıldığı, 1997 yılında ziraat odası kaydının başladığı, 30/11/2000-05/02/2001 tarihleri arası kısa süreli SSK kapsamında çalışmalarının bulunduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda, mahkemece verilen karar 05/02/2001 tarihinden sonraki dönem yönünden hatalı olmuştur. Yukarıda belirtildiği gibi prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin sürekli olması gerekir. Sürekli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilir. Uyuşmazlık konusu olan 05/02/2001 tarihinden sonraki dönemde, prim kesintisi veya ürün tesliminin bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş, yukarıda belirtilen hususlara uygun ayrıntılı araştırma yapılarak uyuşmazlık konusu olan 05/02/2001 tarihinden sonraki dönemde prim kesintisi veya ürün tesliminin bulunup bulunmadığını araştırmak eğer varsa davanın kabulüne, yoksa şimdiki gibi davanın bu dönem yönünden reddine karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.