Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25760 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18417 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Giresun 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ : 23/07/2014NUMARASI : 2013/252-2014/594Davacı, 30/09/2003 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitine, davalı Kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 30/09/2003 tarihinden sonraki tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının, 01/07/1988 tarihinde başlayan tarım Bağ-Kur sigortalılığının ziraat odası kaydı nedeniyle devam edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 01/07/1988 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 30/09/2003 tarihinde tarımsal faaliyete son verdiğine dair Kuruma dilekçe verdiği, 2002-2008 yılları arası tarım müdürlüğü, 2005-2011 yılları arası ziraat odası kaydının bulunduğu, muhtar ve kolluk tutanağı ile tanık beyanlarında tarımla uğraştığının belirtildiği, ziraat odası kaydı nedeniyle Kurum tarafından 03/10/2011 tarihine kadar sigortalılığın devam ettirildiği anlaşılmaktadır.5510 sayılı Yasa'nın 4/b-4 maddesi ile "tarımsal faaliyette bulunanların bu kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılacağını", 5510 sayılı Yasa'nın 6/i maddesi "Kamu idareleri hariç olmak üzere, tarım işlerinde veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz işlerde çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin bu kanunun kısa ve uzun madeli sigorta kolları uygulaması bakımından sigortalı sayılmayacağını”, 5510 sayılı Yasanın 8/3 maddesi " tarımsal faaliyeti bulunanların kanunla kurulu meslek kuruuluşlarına kayıt tarihinden itibaren ilgili Kurum ve Kuruluş ve birliklerin sigortalı işe giriş bildirgesi düzenleyerek en geç bir ay içinde Kuruma vermekle yükümlü olduklarını, ayrıca tarımla uğraşanların kendilerinin de bildirim yapabileceklerinin belirtildiği" 5510 Sayılı Yasanın 9/b-5 maddesi "Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar için, tarımsal faaliyetlerinin sona erdiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamına girdiği tarihten itibaren sigortalılığının sona ereceği" kabul edilmiştir.Somut olayda, davacıya ait tarım müdürlüğü ve ziraat odası kayıtları ile kolluk tutanağı ile tanık beyanları davacının tarımla uğraştığını göstermektedir. Dolayısıyla tarımsal faaliyetin 5510 sayılı Yasanın 6. maddenin birinci fıkrasının (ı) bendi kapsamında kalıp kalmadığı hususu araştırılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş; uyuşmazlık konusu olan dönemde tarımsal faaliyeti devam eden davacının, yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olup olmadığını (5510 s.Y. geçici 16. maddesinde belirtilen oranlar dikkate alınarak) konusunda uzman ziraatçi bilirkişi marifetiyle tespit ettirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.