Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25752 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5522 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Batman İş MahkemesiTARİHİ : 03/04/2012NUMARASI : 2009/524-2012/582Davacı, 01/09/1994 tarihinden itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, bağlanacak aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 01/09/1994 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ile hak ettiği tarih itibariyle yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindirMahkemece, davacının 13/06/1999-30/06/2000 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, hak ettiği tarihten itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına ve her bir aylığa ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, hukuki nitelikçe 2926 sayılı Kanun kapsamında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile aylık talebinde bulunan davacının böyle bir dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01.02.2012 gün ve 21011/10-642 Esas, 2012/38 Karar sayılı ilamında da açıkça belirtildiği üzere, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle hukuk yargılamasının amacı ve davada menfaat (hukuki yarar) kavramları hakkında açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır.Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta (veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte) bir çıkarının bulunmasıdır. Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır.Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.Somut olayda, davacıya dava tarihinden önce tarım bağ-Kur sigortalılık süreleri dikkate alınarak 01/04/2009 tarihinde aylık bağlandığı ve aylığın halen ödendiği görülmektedir. Dolayısıyla bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 01/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.