Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25695 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14256 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Antalya 2. İş MahkemesiTARİHİ : 25/03/2014NUMARASI : 2012/76-2014/124Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, 07.07.2010 tarihindeki zararlandırıcı olayda yaralanan davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, 4.887,49TL maddi, 5.000,00TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmiştir. Hizmet akdinin unsurları; 1-Hizmetin belirli veya belirli olmayan bir zaman içinde görülmesi, 2-Hizmet akdinin konusu olan edimin işverene ait iş yerinde yerine getirilmesi 3-Edimin ifası sırasında işverenin denetim ve gözetimi altında bulunması 4-Edimin ücret karşılığında yapılması ve ücretin zaman esası üzerinden saptanmasıdır. Ücret zaman itibariyle olmayıp yapılan işe göre verildiği takdirde dahi belirli ya da belirli olmayan bir zaman için alınmış veya çalışılmış oldukça hizmet akdi yine mevcuttur. İstisna akdinde ise; bir eserin ücret karşılığında yaratılması söz konusudur. İstisna akdinde ücretin tespitinde eser göz önünde tutulur. İş sahibinin talimat verme yetkisi ise, elde edilecek sonuç içindir. Hâlbuki hizmet akdinde emir ve talimat yetkisi işçinin çalışma yerinin, ise başlangıç ve sona eriş saatinin işverence tespiti biçimindedir. Hizmet akdinin belirleyici ve ayırıcı unsurları zaman ve bağımlılıktır. Zaman ve bağımlılık unsurlarını birlikte gerçekleştirecek biçimde çalışmanın varlığı halinde aradaki ilişkinin hizmet akdine dayalı olduğunun kabulü gerekir.Bunun yanında görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur. İş mahkemeleri, 5521 sayılı Yasa ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5521 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde, işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının iş mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. Anılan maddede belirtildiği üzere, iş mahkemesinin görevli olması için şu iki unsurun birlikte gerçekleşmesi koşuldur: a)Uyuşmazlığın tarafları işçi ve işveren (ya da işveren vekili) olmalıdır. b)Uyuşmazlık, iş sözleşmesinden veya İş Kanunu'ndan kaynaklanmalıdır.Somut olayda, davacı kazalı ile davalılar arasında hizmet ilişkisi bulunmadığı açıktır. Başka bir anlatımla davalılardan hiçbiri kazalı işçinin işvereni değildir. Bu hali ile davalılara yönelik işbu dava, B.K.'nın 49.maddesinden kaynaklanan haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın giderilmesine yönelik bir dava olup ortada İş Kanunundan kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Hal böyle olunca tazminat istemli işbu davaya genel mahkemelerde bakılması gerektiği gözetilerek açılan davanın “dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddi” kararı yerine işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine 01.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.