Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2554 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4585 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi : Erzurum İcra MahkemesiTarih : 02.02.2006No : 493-28Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.Kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı, dava konusu aracı, 30.09.2004 tarihli noterde düzenlenen sözleşme ile borçludan satın aldığını belirterek, haczin kaldırılmasını istemiştir. Bu yönüyle uyuşmazlık, 3. kişinin İ.İ.K.’nun 96 ve onu izleyen maddelere dayalı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece, davacının, trafik kaydına haciz şerhi konulduktan sonra, noterde düzenlenen sözleşme ile borçludan davaya konu aracı satın aldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. Somut olayda, takip borçlusu 28.09.2004 tarihinde davaya konu aracın satışı için noterden vekaletname vermiş, aynı gün takip alacaklısı tarafından “elden alınan nakit karşılığı” nedenine dayanılarak ilamsız icra takibi başlatılmış, takip borçlusu da aynı gün icra dairesine gelerek, ödeme emrini elden tebliğ etmiş, borcu kabul ettiğini, yasal sürelerin beklenmesinden feragat ettiğini belirtmiş ve mal beyanı olarak da dava konusu aracı bildirmiştir. Yine aynı gün trafik tescil müdürlüğüne müzekkere yazdırılarak, elden takip edilmiş ve aracın trafik kaydına aynı gün yani 28.09.2004 tarihinde haciz konulmuştur. Öte yandan, 28.09.2004 tarihli vekaletnamedeki borçlu adresi ile 26.08.2005 tarihli vekaletnamedeki alacaklı adresi de aynıdır. Bu durumda, takip alacaklısı ile borçlusu arasındaki takip danışıklı (muvazaalı) olup, istihkak davasının açıldığı 29.07.2005 tarihinden önce danışıklı takibe dayalı hukuken geçerli olmayan bir haciz bulunmaktadır. İstihkak davası açılabilmesi için her şeyden önce hukuken geçerli bir haciz bulunması gerekir.Hal böyle olunca, istihkak davasının açıldığı tarihte ortada hukuken geçerli bir haciz bulunmadığından, dava ön koşulunun yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde esastan reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.