MAHKEMESİ : Hatay İş MahkemesiTARİHİ : 21/02/2007NUMARASI : 2004/170-2007/60Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe maruz kalan işçinin uğramış olduğu maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının belirttiği tarihte davalıya ait işyerinde iş kazası geçirdiği ve davalının kusurlu olduğu kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davacı, davalıya ait taş ocağı iş yerinde taş kırma makinesinde bakım yaparken, yanında bulunan diğer taş kırma makinesinin çalıştırılması ve çalışan makineye (volant’a) sağ elini kaptırması sonucu beden güç kaybına uğradığını ileri sürerek bu davayı açmıştır.506 sayılı Yasa’nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumu’na bildirilmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurumca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak Kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle kesin hale geleceği bildirilmiştir.Öte yandan, Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından karşılanmayan zararın ödetilmesine ilişkin davalarda (tazminat davaları) öncelikle haksız zenginleşmeyi ve mükerrer ödemeyi önlemek için Kurum tarafından sigortalıya bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tazminattan düşülmesi gerektiği Yargıtay’ın oturmuş ve yerleşmiş görüşlerindendir. Diğer yandan, sigortalıya bağlanacak gelir ve hükmedilecek tazminatın miktarını doğrudan etkilemesi nedeniyle, işçide oluşan meslekte güç kayıp oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin kesin olarak saptanması gerekir. 506 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tespit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tespit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 109. maddesinde de sigortalıların iş görmezlik hallerinin tesbitinde, Kurum Sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlar da belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu’nca karar bağlanacağı bildirilmiştirSomut olayda, İskenderun Sigorta Müdürlüğü, 25.11.2004 ve 13.07.2005 tarihli cevabi yazılarında, davacı vekili Av. S.A.K.’un müdürlüklerine vermiş olduğu 06.09.2004 tarihli dilekçesinde davacının 30.08.2003 tarihinde davalıya ait işyerinde iş kazası geçirdiğini ve olay neticesinde malul kaldığını belirtmesi üzerine dilekçe ekinde kaza ile ilgili SKR, vizite kağıdı veya kaza geçirdiğine dair herhangi bir sağlık belgesi olmaması nedeniyle sigortalıdan gerekli sağlık belgelerinin müdürlüklerine göndermesinin 01.10.2004 tarih 45585 sayılı yazıları ile talep edildiğini, bugüne kadar cevap alınmadığını, bu nedenle tahkikat işlemlerinin yapılmadığını bildirmiştir.Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğinde olup olmadığının tesbiti ön sorundur. İş kazasının tesbiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Sigortalar Kurumu'nun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir. Yapılacak iş, öncelikle davacıya Sosyal Sigortalar Kurumu'nu ve hak alanını ilgilendirdiği için işvereni hasım göstermek suretiyle tespit davası açmak için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici mesele yaparak çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.