MAHKEMESİ: Manisa 1. İş MahkemesiTARİHİ: 02/12/2008NUMARASI: 2006/5476-2008/2495Davacı, 3201 sayılı Yasa uyarınca borçlanma talebinin kabulü ile emekliliğine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davalı Kurumun tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.2-Dava davacının 3201 sayılı Yasaya göre, yurt dışı hizmetlerini borçlanma talebinin davalı Kurumca davacının başvuru tarihinde Türk vatandaşı olmaması nedeniyle reddedilmesinden dolayı, borçlanma talebinin kabulü ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.Mahkemece kurum işlemlerinin yerinde olduğundan davacı isteminin reddine karar verilmişse de, bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 16.5.2006 tarihinde Kuruma başvurarak yurdışında geçen çalışmalarını borçlanmak istediği, Kurumca 3201 sayılı Yasa ile yurt dışında çalışan Türk vatandaşlarının sosyal güvenlik haklarının değerlendirilmesinin amaçlandığı, davacının durumunun da 3201 sayılı Yasaya uymadığından talebinin reddedildiği, davacının 403 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 20. maddesine göre Bakanlar Kurulunun 12.11.2001 tarih ve 3317 sayılı kararı ile Türk vatandaşlığından çıkmasına izin verildiği ve 13.9.2002 tarihinde çıkma belgesini alarak vatandaşlığını kaybettiği, davacının yurtdışındaki çalışma sürelerini gösterir her hangi bir tercüme belgesinin dosya arasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Gerçekten, taraflar arasında uyuşmazlık yurdışı hizmetlerinin borçlanılması sırasında Türk vatandaşlığı sıfatına sahip olunup olunmayacağına ilişkin olarak ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle davanın yasal dayanağı 3201 sayılı Yasanın amaç ve kapsamını belirleyen 1. maddesi , yasadaki tanımları belirleyen 2/c maddesi ile 6.7.2004 tarih ve 5203 sayılı Yasanın 1. maddesi ile değişik 403 sayılı Vatandaşlık Kanunun 29. maddesidir. 3201 sayılı Yasanın 1. maddesinde “Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen süreleri, bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir.” hükmü ile 2/c maddesinde “Türk vatandaşlığına haiz olanların 1. madde de belirtilen sürelerinin istekleri halinde değerlendirileceği” hükmü getirilmiş, 403 sayılı Vatandaşlık Yasası'nın 29. maddesinde de “Bu Kanun gereğince Türk vatandaşlığını kaybeden kişiler, kayıp tarihinden başlayarak yabancı muamelesine tabi tutulur. Ancak doğumla Türk vatandaşı olup da, İçişleri Bakanlığından vatandaşlıktan çıkma izni alanlar ve bunların vatandaşlıktan çıkma belgesinde kayıtlı reşit olmayan çocukları; Türkiye Cumhuriyetinin milli güvenliğine ve kamu düzenine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, askerlik hizmetini yapma yükümlülüğü ve seçme-seçilme, kamu görevlerine girme ve muafen araç veya ev eşyası ithal etme hakları dışında, sosyal güvenliğe ilişkin kazanılmış hakları saklı kalmak ve bu hakların kullanımında ilgili kanunlardaki hükümlere tabi olmak şartıyla Türk vatandaşlarına tanınan haklardan aynen yararlanmaya devam ederler. Kanunun 33 ve 35 inci madde hükümleri saklıdır.” hükmü getirilmiştir.Somut olayda davacının 13.9.2002 tarihinde Türk vatandaşlığını kaybetme nedeninin, vatandaşlıktan kendi isteği ile mi çıkma yoksa çıkarılma mı olduğu dosya Kapsamından kesin olarak anlaşılamamaktadır. Bilindiği gibi 403 sayılı Yasanın 29. ve devamı maddelerine göre vatandaşlıktan çıkma ile çıkarılmanın sonuçları birbirinden farklıdır. Ayrıca davacının yurt dışında geçen ve 3201 sayılı Yasaya göre borçlanmak istediği sürenin Türk vatandaşı iken çalıştığı süre mi, yoksa Türk vatandaşlığını kaybettiği tarihten sonraki süre mi olduğu da dosya kapsamından açıkça anlaşılamamaktadır. Gerçekten, 3201 sayılı Yasa, kendisinden önce yürürlükte bulunan 2147 sayılı Yasa ile birlikte; yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarına; yurt dışında çalıştıkları süreleri, döviz karşılığı borçlanma ve buna bağlı yaşlılık sigortasından yararlanma hakkı vermiş ve bu kişilerin, yurt dışındaki ülke sosyal güvenlik kuruluşları kapsamında sosyal güvenliklerine gerek kalmaksızın Anayurt Türkiye’de sosyal güvenceye kavuşma hakkı tanımıştır. Yapılacak iş öncelikle, davacının sigorta şahsi dosyasını Kurumdan istemek borçlanmak istediği süreleri açık olarak belirlemek, Türk vatandaşlığını kaybetmesine neden olan idari işlemin ne olduğunu ilgili Kurumdan sorup dayanak belgelerini getirtmek, ayrıca borçlanılmak istenen sürelerin Türk vatandaşlığına sahip olduğu dönemde mi yoksa vatandaşlığı kaybettikten sonraki dönemde mi gerçekleştiğini belirlemek ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.