Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2493 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8453 - Esas Yıl 2015





Davacı, Kurum işleminin iptaliyle, maaşından yapılan sosyal güvenlik destek primi kesintilerinin faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A RDava, davacının yaşlılık aylığından sosyal güvenlik destek primi kesintisine ilişkin davalı Kurum işlemin iptali ve yapılan prim kesintisinin iadesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulü ile hükümde yazılı şekilde karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 12.09.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığı, Şti. unvanlı şirketteki ortaklığından dolayı ticaret ve sanayi odasında 25.11.1992-28.03.2008 tarihleri arasında kayıtlı olduğu, söz konusu şirketin vergi mükellefiyetinin 08.10.1995-31.07.2004 tarihleri arasında devam ettiği, davacının adı geçen şirketteki ortaklığının 07.04.1995 tarihinde başladığı ve 05.09.2013 tarihinde ticaret sicilinden re'sen terkin edilene kadar devam ettiği, davalı Kurumun davacıyı yaşlılık aylığı almakta iken Bağ-Kur sigortalılığının devam etmesi sebebi ile 15.09.2008-05.09.2013 tarihleri arasında sosyal güvenlik destek primine tabi tuttuğu anlaşılmaktadır.25.8.1999 gün ve 4447 sayılı Yasanın 38. maddesi ile 1479 sayılı Yasa'ya eklenen ek 20. maddesinde, 1479 sayılı Kanuna veya diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık aylığına hak kazanan ancak daha sonra 1479 sayılı Kanun'un 24.maddesinin I.bendine göre çalışmasına devam eden veya çalışmaya başlayanların aylıklarından Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisinin yapılacağı düzenlenmiştir.Öte yandan 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde, limited şirket ortaklarının bu kanun kapsamında sigortalı sayılacağı, yine aynı yasanın sigortalılığın bitimini düzenleyen 25/1-c maddesinde şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği tarihten, 25/1-e bendinde ise, iflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki şirket ortaklarının, mahkemece tasfiyesine karar verildiği tarihten bir gün önce sigortalılığın sona ereceği düzenlenmiştir..../...Ayrıca 01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın sigortalı olmayı düzenleyen 4/b-3 maddesinde limited şirketin tüm ortaklarının sigortalı sayılacağı, yine aynı yasanın sigortalılığın bitimini düzenleyen 9. maddesinde, limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten itibaren,....iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sigortalılığın sona ereceği düzenlenmiştir.Somut olayda, 1479 sayılı Yasanın Ek 20. maddesine göre, yaşlılık aylığı bağlananlardan SGDP kesilebilmesi için, ilgilinin sigortalı olmayı düzenleyen 24. madde kapsamında çalışmaya başlaması gerekmektedir. Davacı ise limited şirket ortağı olup, 24. madde kapsamında sigortalıdır. Ticaret sicili kayıtlarına göre şirket halen faal olup davacının ortaklığı da devam etmektedir. Zira şirket ortakları yönünden Bağ-Kur kapsamında sigortalı sayılabilmek için limited şirket ortağı olmak yeterli olup şirketin vergi kaydının sona ermesinin bir önemi bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacının ortaklığı devam ettiği sürece ve şirketin ticaret sicilinden terkinine kadar olan dönem yönünden davalı Kurum tarafından davacının sosyal güvenlik destek primine tabi tutulması işleminde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.