MAHKEMESİ : Antalya 2. İş MahkemesiDavacı, Kurum işleminin iptaliyle, 16/04/2004 tarihi takip eden aybaşından itibaren malulen emekliliğe hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A RDava, davacının maluliyet aylığı talebini reddeden Kurum işleminin iptali ile ilk rapor tarihi olan 16.04.2004 tarihini takip eden aybaşından itibaren malulen emekliliğine karar verilmesi ve aylığa hak kazandığı tarihten itibaren aylıklarının yasal faiziyle birlikte davalı Kurumdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulü ile davacının 01.05.2009 tarihinden itibaren maluliyet aylığına hak kazandığının tespiti ile hak ettiği aylıkların hakedildiği aylardan itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kurumun 05.06.2007 tarihli kararı ile davacının sigortalı oluş tarihinden önce de malul olduğu gerekçesiyle aylık talebinin reddedildiği, SSYSK'nun 16.06.2010 tarihli kararı ile davacının çalışma gücünün 2/3 ünü kaybetmiş olduğundan malul sayılmasına, maluliyet başlangıcının 29.04.2009 rapor tarihi olduğuna karar verildiği, davacıya vasi atandığı halde husumet izin alınmadığı anlaşılmaktadır.Dava ve taraf ehliyeti Kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce re’sen göz önünde tutulur. Davacı ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.11.2010 gün ve 2010/73-866 sayılı ilamı ile vesayet altına alındığı ve yargılamanın vekil aracılığıyla takip edildiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Öte yandan vesayet altındaki kişinin davada taraf olabilmesi için 4721 sayılı TMK’nun 462/8 (yürürlükten kaldırılan 743 sayılı TKM’nun 405/8) maddesi gereğince vesayet makamından dava ve husumete izin almak zorunludur. Dosya içerisinde vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verdiğine ilişkin bir karar mevcut değildir. Hal böyle olunca vesayet altındaki kişi için yürürlükte olan 4721 sayılı TMK'nun 462/8 (yürürlükten kaldırılan 743 sayılı TKM’nun 405/8) maddeleri gereğince vesayet makamı tarafından dava ve husumete izin verildiğine ilişkin karar alınmadan yargılamaya devam edilmesi isabetsiz olmuştur.Öte yandan davanın yasal dayanağı olan ve tahsis talep tarihinde yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa'nın 28/2.maddesinde, bu kanuna tabi sigortalılığın başladığı tarihte malul sayılacak derecede hastalık veya arızası bulunduğu önceden veya sonradan tespit edilen sigortalının bu hastalık veya arızası nedeniyle malullük sigortası yardımlarından yararlanamayacağı bildirilmiştir. 5510 sayılı Yasanın 95. maddesine göre, "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usul ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usulüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir. Usulüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usulüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, ... Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin 55. maddesine göre sigortalının malullük durumunun Kurumca yetkilendirilen Sağlık sunucularının sağlık kurulunca usulüne uygun düzenlenecek raporların Kurum Sağlık Kurulunca incelenmesi sonucu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinde belirlenen usul ve esaslara göre tespit edileceği, anılan yönetmeliğin 5. maddesinde sigortalı ve hak sahiplerinin çalışma gücü oranlarının a) ...Bakanlığı Eğitim ve Araştırma Hastaneleri, b) Devlet Üniversitesi, c)...Kuvvetlerine bağlı Asker Hastaneleri, ç) sigortalıların ikamet ettikleri illerde (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen hastanelerin bulunmaması durumunda ... Bakanlığı tam teşekküllü hastanelerin yetkili olduğu, bildirilmiş, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 56. maddesinde ise Kurum Sağlık Kurulunca verilen karara karşı yapılan itirazların Yüksek Sağlık Kurulunca inceleneceği bildirilmiştir.Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu giderek Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu'nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.Somut olayda, SSYSK tarafından verilen karar Kurumu bağlayıcı nitelikte ise de davacı yönünden bağlayıcı olmadığı ve rapora itiraz edildiği gözetilerek ATK 3.İhtisas Kurulundan, iki rapor arasında çelişki oluşması halinde ATK Genel Kurulundan rapor alınması gerekirken SSYSK kararı ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi de hatalı olmuştur.Yapılacak iş; öncelikle yeni 4721 sayılı TMK'nun 462/8 (yürürlükten kaldırılan 743 sayılı TKM'nin 405/8) maddeleri uyarınca husumete izin kararı alınması için davacı vekiline önel vermek, bundan sonra yukarıda açıklandığı şekilde davacının itirazını değerlendirerek ATK 3.İK'dan rapor almak, iki rapor arasında çelişki oluştuğu taktirde SSYSK raporu ile ATK 3.İK raporu arasındaki çelişkiyi gidermek ve davacının çalışma gücü kaybı oranını ve hangi tarihten itibaren 2/3 oranında(01.10.2008 sonrası için %60 oranında) malul olduğunu, sigortalı olarak ilk defa işe girdiği 12.08.1985 tarihinde 2/3 oranında maluliyeti bulunup bulunmadığını tespit etmek için ATK Genel Kurulundan rapor almak ve sonucuna göre karar vermektir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.