Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2462 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 2186 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ: Bandırma İcra k MahkemesiTARİHİ: 06/12/2006NUMARASI: 291-365Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı(3.kişi) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık İcra İflas Kanun'nun 96. ve devamı maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.İhtiyati haciz 02.03.2004 tarihinde alacaklı vekilinin yüzüne karşı gerçekleştirilmiştir. İcra İflas Kanun'nun 264/1. fıkrasına göre icra takibine başlamadan önce ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı haczin uygulanmasından; haciz yokluğunda yapılmışsa haciz tutanağın kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde takip talebinde bulunmaya veya dava açmaya mecburdur. Aynı maddenin sondan bir önceki fıkrasına göre ise alacaklı bu süreyi geçirirse ihtiyati haciz hükümsüz kalır.Somut olayda davalı alacaklı 02.03.2004 tarihinde ihtiyati haciz uygulamasına karşın 16.03.2004 tarihinde takip talebinde bulunduğundan haciz anılan yasa hükmü uyarınca düşmüştür.Dava ise haczin düştüğü tarihten çok sonra 26.04.2004 tarihinde açılmıştır. Dava tarihinde geçerli bir haciz bulunmadığından dava ön şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken temyiz aşamasında Dairemizce bu olgu gözden kaçırılarak maddi hata sonucu faturası sorulan TV. dışındaki hacizli mallara yönelik istihkak davasının reddi gerekeceği gerekçesiyle karar bozulmuştur.Öncelikle belirtilmelidir ki; 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar. Bu hukuki aşama “usulü kazanılmış hak” olarak adlandırılır. Bu hukuki kuralın istisnaları ise görevle ilgili yeni bir yasal düzenleme yapılması veya davada uygulanması imkanı olan yeni bir içtihadı birleştirme kararının çıkmış olması, geçmişe etkili yeni bir yasanın yürürlüğe girmesi, usulü kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken yasa hükmünün Anayasa Mahkemesi tarafından iptali, maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmasıdır. Yargıtay HGK.’nun 2004-21-298 E. 2004-252 K. 2003-11-277 E. 2003-295 K. 2006-15-275 E. 2006-366 K. 2001-2-430 E. 2001-432 K. 2006-4-519 E. 2006-527 K. nolu kararlarıda bu yöndedir. O halde mahkemece Dairemizin maddi hataya dayalı bozma kararına uyulmuş olmasının davalılar yararına usulü kazanılmış hak yaratmayacağının kabulü gerekir.O halde davacı üçüncü kişinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı(3.kişi)ye iadesine, 20.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.