MAHKEMESİ: Aydın 1. İş MahkemesiTARİHİ: 30/12/2008NUMARASI: 2006/1957-2008/485Davacı, alması gereken yaşlılık aylığının tesbitiyle, bir eksiklik var ise aradaki eksik ödemelerin yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu. İşin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, davacıya 01.02.2006 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığının eksik ödendiği iddiasına dayalı ödenmesi gereken aylık miktarının tespiti ile eksik ödenen yaşlılık aylığının tespitiyle tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davacıya 01.02.2006 tarihinde ödenmesi gereken yaşlılık aylığının Sosyal Güvenlik Destek Primi kesintisi hariç net 433.6 TL olduğunun tespitiyle Kurum tarafından 427.35 TL ödendiğinden 6.16 TL farkın ödenmesi gereken tarihten itibaren yürütülecek yasal faiziyle davalı Kurumdan tahsiline karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanun'un 4447 sayılı kanunla değişik 36. 50., geçici 11., 12. maddeleridir. 1479 sayılı Kanun'un, 4447 sayılı Kanun'la değişik 36. maddesi 1.1.2000 tarihinden sonra sigortalı olanlara bağlanacak yaşlılık aylığını, 4447 sayılı Kanun'la getirilen geçici 11. maddesinde ise 1.1.2000 tarihinden önce sigortalı olup da 1.1.2000 tarihinden sonra sigortalılığı devam eden sigortalılara bağlanacak yaşlılık aylığının koşulları düzenlenmiştir. Adı geçen geçici 11. maddede " Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olanlara bağlanacak yaşlılık aylığı; a) Sigortalının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağının aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir tablosundaki değer üzerinden, bu kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarı ile, b) Sigortalının, bu kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında aylar itibariyle prim ödediği gelir basamaklarının bu basamaklardaki prim ödeme süreleri de dikkate alınarak, aylık başlangıç tarihinde yürürlükte bulunan gelir basamakları üzerinden hesaplanacak ağırlıklı ortalamasının, aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınmak suretiyle bu kanunun 36. maddesinin 2. fıkrasına göre bulunacak aylık bağlama oranı üzerinden hesaplanan aylığın, bu kanunun yürürlük tarihinden sonra geçen sigortalılık süresinin toplam sigortalılık süresine orantılı olarak hesaplanan tutarın toplamıdır. Bu şekilde hesaplanan aylık, bu kanunun 36. maddesinin 3. fıkrasına göre artırılır. 2. fıkraya göre bağlanacak aylık, sigortalının aylık başlangıç tarihindeki toplam sigortalılık süresi esas alınarak, bu kanunun yürürlük tarihinden önce bulunduğu gelir basamağı üzerinden bu kanunun yürürlük tarihinden önceki hükümlere göre hesaplanan aylığının, bu kanunun yürürlük tarihi ile aylık başlangıç tarihi arasında geçen takvim yılları için, her yılın Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyatları endeksindeki değişim oranı kadar artırılmış tutarından az olamaz." hükmü düzenlenmiştir. Somut olayda davacının, 1479 sayılı Yasa'nın geçici 11. maddesi uyarınca yaşlılık aylığının 1.1.2000 öncesi ve sonrası dönemine ilişkin hesaplanmasında mahkemece alınan bilirkişi raporu yetersiz olup denetime elverişli değildir.Yapılacak iş, davacının, konusunda uzman üç kişilik bir bilirkişi heyeti teşekkül ettirilerek, yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında 1479 sayılı Kanun'a 4447 sayılı Yasa'yla getirilen geçici 11. maddesi ilkeleri doğrultusunda 1.1.2000 öncesi ve sonrasına ilişkin a ve b aylıklarının denetime olanak verecek şekilde ayrıntılı olarak hesaplattırılması, yine 1479 sayılı Kanun'da yapılan düzenlemelerle yaşlılık aylığı bağlanmasında en son 1.7.2003 tarihli gelir tablosunun kullanılması gerektiğinin yasa hükmü altına alındığı hususu da gözardı edilmeksizin, buna göre davacının satın aldığı basamağa göre yaşlılık aylığının hakkaniyete uygun şekilde hesaplattırılmak ve çıkacak sonuca göre bir karar vermek gerekmektedir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yetersiz bilirkişi raporu ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 08.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.