Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2425 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9179 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Karabük İş MahkemesiTARİHİ : 19/03/2013NUMARASI : 2012/89-2013/68Davacı, ölüm aylığının iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, kesilen aylığının tekrar bağlanmasına ve ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının aldığı ölüm aylığını, 5510 sayılı Kanunun 56/2 fıkrası uyarınca iptal eden kurum işleminin iptali ile aylıkların kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması ve ödenmeyen aylıkların ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96'ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasanın 56 maddesinin Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvurunun, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının, 07/05/2004 kesinleşme tarihli ilam ile eski eşinden anlaşmalı olarak boşandığı, yaptığı başvuru sonucunda davalı kurum tarafından davacıya babasından dolayı ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmış, davalı Kurum tarafından telefon ile yapılan isimsiz ihbar üzerine başlatılan tahkikat sonucu düzenlenen 26/01/2012 tarihli kontrol memuru raporunda; davacı ve boşandığı eşinin, kimlik paylaşım sistemindeki adresleri tespit edilmiş, davacının Y... Mah. S... Sok. No:2-B Karabük adresinde; eski eşinin ise H.. Mah. A.. Cad. No:9/3 Karabük adresinde kayıtlı oldukları belirlenmiş. İl Emniyet Müdürlüğü marifetiyle mahallinde yaptırılan kolluk araştırması sonucu düzenlenen 08/12/2011 tarihli tutanağa göre; davacı ve eski eşinin sistemde kayıtlı adreslerinde araştırma yapılmış, davacı ve eski eşinin bir yıl kadar önce davacıya ait olan Yeni Mahalledeki ikametten taşındıkları, bu adresi 3. kişilere kiraladıkları, kendilerinin ise eski eşin kayıtlı olduğu Hürriyet Mahallesindeki adrese taşındıkları tespit edilmiş, H... Mahallesindeki adreslerine gidildiğinde giriş kapılarının üzerinde davalı ve eski eşinin isimlerinin yazılı olduğu belirlenmiştir. Sözkonusu tutanakta imzası bulunan tutanak tanığı polis memurları R.. S.. ve R.. A..'ün mahkeme huzurundaki yeminli beyanlarında tutanak içeriğini tekrar ettikleri, ayrıca eski eşin kayıtlı olduğu adrese gittiklerinde kapıyı davacının açtığını, davacının eski eşi ile yaşamadıklarını, faturaların eski eşinin adına kayıtlı olduğunu, evin ise kendi adına kayıtlığı olduğunu bildirdiğini; komşularına sorulduğunda ise davacı ve eski eşinin birlikte yaşadıklarını n söylendiğini ifade etmişlerdir. Mahkemesince temin edilen seçmen kayıtlarına göre davacı ve eski eşinin 2009 yılı yerel seçimleri ve 2010 yılı referandumunda aynı sandıkta birbirini takip eden sıra numaraları ile oy kullandıkları; yine İlçe Nüfus Müdürlüğünden temin edilen adres hareketlerine göre ise davacı ve eski eşinin 27/01/2009-19/12/2011 tarihleri arasında Yeni Mah. Seçkin Sok. No:2-B adresinde kayıtlı oldukları; kontrol memuru raporundan sonra 19/12/2011 tarihinde davacının yerleşim yerini, H. Mah. A.. Cad. No:9/3 K.. adresine naklettiği görülmüş, yaptırılan kolluk araştırması sonucu düzenlenen 28/05/2012 tarihli tutanakta davacı ve eski eşinin H.. Mahallesindeki ikamette yaklaşık 3 yıldır ikamet ettiklerinin komşuları ve mahalle muhtarı ile yapılan görüşmede tespit edildiği belirtilmiştir. Ayrıca davacının halihazırda kayıtlı bulunduğu yerleşim yerinde eski eşi adına 2009 yılından beri su aboneliği bulunduğu anlaşılmış, mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıkları, davacı ve eski eşi arasında fiili birlikte yaşamın bulunmadığını beyan etmişlerdir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 59/2. maddesinde “Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarının görevleri sırasında tespit ettikleri Kurum alacağını doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemler, yemin hariç her türlü delile dayandırılabilir. Bunlar tarafından düzenlenen tutanaklar aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda, denetim sırasında kolluk marifetiyle yapılan araştırma tutanağında imzası bulunan tutanak tanığı polis memurları R.. S.. ve R.. A..'ün davacı ve eski eşinin eylemli olarak birlikte yaşadıklarını tespit ettiklerine dair mahkeme huzurunda da tekrar ettikleri beyanları ile davacı ve eski eşe ait seçmen kayıtları, adres hareketleri ve abonelik kayıtları birlikte göz önüne alındığında; davacı ve eski eşinin, boşanma sonrasında da birlikte yaşamaya devam ettikleri sabit olup, 5510 sayılı yasanın 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanak içeriğinin de aksi ispat edilemediğinden, davanın reddi gerekirken mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi; usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17/02/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.