Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2422 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3701 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ile davalılardan ..., ..., ..., ... ve ... Sigorta A.Ş vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamı ve temyiz nedenlerine göre Davalılar ..., ... LPG…..Ltd Şti, ..., .... Otomotiv….Ltd Şti tüm, davacı ile davalı ... AŞ vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 18.12.2004 tarihinde meydana gelen trafik iş kazası sonucu % 56,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacı ile ... Sigorta AŞ dışındaki davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Davacının iş kazası sonucu % 56,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı olayda davacının kusurunun bulunmadığı davalı işveren ...…Ltd Şti’nin 15, ... Ltd Şti sürücüsü ...’ın % 25, davalı üçüncü kişi davalı ...’ın % 60 oranında kusurlu olduğu, ...’ın işvereni ve sürücüsü olduğu aracın maliki olan ... Otomotiv….Ltd Şti’nin kusurunun bulunmadığı ...…Ltd Şti’ne ait aracın ... sigortasının davalı ... tarafından, ... Otomotiv….Ltd Şti’ne ait aracın ... sigortasının ise Başak Sigorta AŞ tarafından yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Gerek mülga B.K'nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesinde hakimin bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi zarar adı ile ödenmesine karar verebileceği öngörülmüştür. Hakimin olayın özelliklerini göz önünde tutarak manevi zarar adı ile zarar görene verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir. Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370) Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hüküm altına alınan 30.000,00-TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır. 3-Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. nun 50. maddesi, ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK. nun 51. maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 142. maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı bir dava ile de talep edebilir. Davacı 24.02.2006 tarihli dilekçesinde müteselsil sorumluluğa dayandığını açıkça belirtmekle hüküm altına alınan tazminatların davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmek gerekirken, davalı ... şirketleri ile araçların işletenlerinin, kendilerinin ve işlettikleri aracın sürücüsünün kusurlarıyla sınırlı biçimde sorumluluğuna karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Davalı ... AŞ’nin Kazaya karışan ve işleteni davalılardan ... olan xx xxx xx plakalı aracın ... Sigorta Poliçesinin düzenlediği ve davacının bu aracında karıştığı trafik kazası sonucu yaralandığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının yaralanması ile sonuçlanan kaza sonucu ortaya çıkan tüm zararın davalı ... şirketinin düzenlediği zorunlu trafik sigorta poliçesi ile teminat altına alınıp alınmadığına giderek manevi zararlarında poliçe kapsamında bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya içerisinde mevcut sigorta poliçesinde bedensel zarar nedeniyle maddi tazminatların teminat altına alındığı buna karşılık manevi tazminatlar bakınmadan poliçede düzenleme bulunmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca poliçe kapsamında bulunmayan manevi zarar nedeniyle davalı ... şirketinin sorumluluğunun bulunduğunun kabulünün hatalı bulunduğu açıktır. Kaldı ki 2918 sayılı yasanın 2918 sayılı yasanın 92/f maddesine göre de manevi tazminatların ... Sigortası kapsamında olmadığı açıktır. Öte yandan sigorta şirketi hakkında poliçe limitleriyle sınırlı olarak sorumlu olduğu kabul edilmek suretiyle hüküm kurulduğuna göre, sigorta şirketinin yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinden aleyhine hüküm kurulan miktar nazara alınarak sorumlu tutulması gerekirken diğer davalılarla birlikte yargılama harç ve giderleri ile avukatlık ücretinin tamamından sorumluluğu yoluna gidilmesi isabetsizdir. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı ile davalılardan... Sigorta AŞ vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacı ile davalı ... Sig. AŞ'ye iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden ..., ..., ..., ...'a yükletilmesine, 11.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.