Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2357 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 4529 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/02/2006NUMARASI : 446-195Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı (alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık 3 kişinin İIK 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Davacı şirket maliki ve isim hakkı sahibi oldukları dergilerin "lisans hakkı" üzerine, borçlu 1 numara H. Yayıncılık A.Ş.'nin borcundan dolayı konulan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir.Mahkemece, istemin kabulune karar verilmiştir.Davacı tarafından ibraz edilen dosya içerisinde mevcut delil ve belgelerin incelenmesinden C., H.'s, B., E., Z., H.B., C. ve C. S. isimli dergilerin markalarının davacı adına Türk Patent Enstitüsü sicil kaydına tescil edildiği ve borç doğumundan önceki tarihlerde borçlu ile yaptıkları, Lisans sözleşmesi gereğince Lisans haklarını borçluya verdikleri davaya konu alacaklar nedeniyle de İstanbul İl Emniyet Md.lüğünde borçlu adına tescilli imtiyaz haklarına 19.12.2003 tarihinde hacizlerin konulduğu anlaşılmaktadır.Hacze konu dergilere ait marka sahibinin davacı şirket olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık marka sahibi davacının, borçluya verdiği "Lisans hakkının" lisan alanın borcundan dolayı haczedilip haczedilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.Marka sahibinin mali haklarınını kullanma yetkisini başkasına devri FESK'nunda "ruhsat" olarak adlandırmıştır. Bu terim ile kastedilen "Lisans"tır (ASEK mod 48), Ruhsat (Lisans) anılan Yasa'nın 56. maddesinde basit ve tam ruhsat olarak ikiye ayrılmıştır. Ruhsat, mali hak sahibinden, başkalarınada aynı ruhsatı tanımasına imkan veriyorsa inhisarı olmayan "basit ruhsat" bu imkan tanınmıyorsa inhısari olan "tam ruhsat" niteliğindedir. Basit ruhsatlar hakkında hasılat kirasına tam ruhsatlar hakkında intifa hakkına dair hükümlerin uygulanacağı, FESK 56/3 maddesinde açıkça belirtilmiştir.Somut olayda davacı ve borçlu arasında yapılmış ve dosyaya ibraz edilmiş Lisan sözleşmesinin incelenmesinden Lisansın "basit ruhsat (Lisans) niteliğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mali hak niteliğindeki Lisans hakkının hasılat kirası (Bk 270 hükümleri çerçevesinde) değerlendirilmesi gerekmektedir.Fikir ve sanat eserlerinin haczi konusu FESK.'nun 61. ve 62. maddelerinde düzenlenmiş olup temel kıstas eserin "alenileşmiş olması"dır. FESK.'nun 61. maddesinde bir eserin "haczinin mümkün olmadığı durumlar, 62. maddesinde ise haczin mümkün olduğu durumlar düzenlenmiştir.Ne varki, bu düzenlemelerde "Lisans hakkının" haczine ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, anılan maddeler ve İIK 82. maddesinin genel hükümleri birlikte değerlendirildiğinde Lisans hakkının haczini engelleyen bir durumun söz konusu olmadığı Lisans hakkının da hasılat kirası hükümleri çerçevesinde kiracının (Lisans alanın) borcundan dolayı haczi mümkün olduğu sonucuna varılmaktadır. Lisans hakkını paraya çevrilmesinde ise yine İIK 94 ve 121 maddelerinde açık hüküm bulunmamakla birlikte (satışın yapılması ve satış usulu icra mahkemesinden sorularak) (FSEK.'nun 62. I/3. maddesi kıyasan uygulanmaklı eser sahibinin korunmaya layık menfaatlerinin ihlal edimemesi şartı buradada aranılmak suretiyle mahkemece kararlaştırılmalıdır.Öte yandan markaların korunması hakkındaki 556 sayılı KHK.'nin 21. maddesi 12. fıkrasında "Lisans sicile kayıt edilmediği sürece, iyiniyetli 3. kişilere karşı ileri sürülemeyeceği" hükmü yer almaktadır. Davacı tarafından ileri sürülen lisans sözleşmelerinin Türk Patent Enstitüsü sicil kaydına tescil edildiği iddia ve ispat olmadığından, davalı alacaklıyı bağlamayacağı kısacası onun yönünden hüküm ifade etmeyeceği de ortadadır.Tüm bu maddi ve hukuku olgular dikkate alınmaksızın davacı 3. kişinin davasının reddi gerekirken aksi düşüncelerle kabulü usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.