Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2355 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14633 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacılar ve davalılardan ...ile ... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davalılardan ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, davacı ...'nın maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı çocukların maddi tazminat istemlerinin reddine, davacı çocuklar lehine 30.000,00'er TL manevi tazminatın diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınıp davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.Dosya kapsamından müteveffa sigortalının %40 oranında kusurlu oldukları, davacı ...'nın müteveffanın ölümünden önce Şanlıurfa Aile Mahkemesi'nin 12/01/2010 tarih, 2009/919 Esas, 2010/49 karar sayılı kararı ile boşanmış eşi olduğu, kararın kesinleştiği, kesinleşmiş bu kararda davacı ... lehine 200,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine karar verildiği, eldeki temyiz incelemesine konu davada hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunda ise davacı boşanmış eşin zarar hesabı yapılırken kesinleşmiş boşanma ilamında bahsedilen nafaka miktarının dikkate alınmadığı, boşanma olgusu gerçekleşmemiş gibi zarar hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.Bu yönüyle davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunun 45/2 ve halen yürürlükte bulunan Türk Borçlar Kanunun 53/3 maddeleridir. Anılan düzenlemeye göre ölüm sonucu ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları zararın giderilmesi gerekir. Yasada sözü geçen destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Hukuki bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu amaçladığından hısımlık ilişkisine ya da yasanın nafaka hakkındaki düzenlemelerine dayanmaz. Somut olayda kesinleşmiş boşanma ilamında davacı eş lehine müteveffa sigortalı tarafından ödenmesi öngörülen nafaka miktarı kadar destek söz konusu olacağından bu miktarı aşar şekilde düzenlenen bilirkişi hesap raporuna itibar edilmesi isabetli olmamıştır.Yapılacak iş; uzman hesap bilirkişisinden, davacı boşanmış eş lehine kesinleşmiş boşanma ilamında ödenmesi öngörülen nafaka miktarının destek miktarı olarak göz önüne alındığı bir bilirkişi hesap raporu aldırılması ve bunun sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı ...ile ...'ye iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacılara yükletilmesine, 12/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.