Mahkemesi : Sivas İş MahkemesiTarih : 16.10.2006No : 820-906 Davacı, SSK.'lı süreleri ile çakışmayan 31.12.1986-02.06.2006 tarihleri arası tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Davacı;31.12.1986-02.06.2006 tarihleri arasında, zorunlu SSK.'lı çalışmaları dışında kalan sürede tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini istemiştir.Mahkemece davacının 31.12.1986-31.05.2006 tarihleri arasında 297 günlük SSK.'lı çalışması dışında kalan sürede tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p. e. İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Yapılan incelemede; davacının 01.01.1985-31.12.1986 tarihleri arasında davalı kurumca tarım Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı; 01.01.1987 tarihinde başlayan SSK.'lı çalışma nedeniyle sigortalılığına son verildiği ve tekrar 01.06.2006 tarihinden itibaren tescil edildiği; Doğrudan Gelir Desteği formunda 46 dekar arazi beyanında bulunmasına rağmen, tapulu zirai arazisinin olmadığı, zirai arazi emlak vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, İlçe Tarım Müdürlüğünden 2002 tarihinden itibaren Doğrudan Gelir Desteğinden yararlandığı ve Ziraat Odası kaydının 1997 veya 1998 tarihinde başlamış olabileceğine dair bilginin verildiği, Tarım Kredi Kooperatifine üye olmadığı anlaşılmıştır.Mahkemece davalı kurumun sigortalılığı sona erdirdiği 31.12.1986 tarihinden sonraki sürede; prim kesintisinin ve 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların bulunmadığı, tarımsal faaliyet bu madde kapsamında kanıtlanmadığı halde; bu döneme ilişkin istemin soyut tanık beyanı ve zabıta araştırmasına dayalı olarak kabul edilmesi isabetsiz olmuştur.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin; yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.