Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, maddi tazminat isteminin kabulüne manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir.Dosya kapsamından, kaza tarihinin: 12/05/2004, dava tarihinin 13/01/2012 olduğu, davacı sigortalı açısından dava dilelçesi ile 1.000,00 TL maddi tazminat ile 90.000,00 TL manevi tazminat talep edildiği, 12/12/2014 tarihinde davacı tarafın davasını ıslah ederek mahkemeden sonuç olarak maddi tazminat taleplerini arttırdığı, ıslah dilekçesinin davalı vekiline 19/12/2014 tarihinde tebliğ edildiği, ıslah talebine karşı davalı tarafın 24/12/2014 tarihinde zamanşımı def‘inde bulunduğu anlaşılmaktadır.Dava konusunun iş kazasından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin olduğunun kabulü sonrasında işbu davada uyuşmazlık konusu olan öncelikli husus, bu tür davalarda, gerek 818 sayılı B.K.’nun 125. maddesinde, gerekse 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı noktasında toplanmaktadır.Hal böyle olunca, ıslah dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat istemine ilişkin olarak davalı tarafça süresi içinde zamanaşımı defi ileri sürüldüğü anlaşıldığından, bu zamanaşımı defi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı'ya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacı'ya yükletilmesine, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.