Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2341 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3264 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Burdur 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 18/12/2008NUMARASI: 2007/537-2008/489Davacı, 1.5.2003 tarihi itibariyle yaşlılık aylığ almaya hak kazandığının tespiti ile 1479 sayılı yasaya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının 01.05.2003 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının ve 01.05.2003 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davacının yazılı tahsis talebi bulunmadığı ve prim borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 4.5.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2229 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesinin öngördüğü meslek kuruluşlarına kayıtlı olma koşulu kaldırılmış sadece yasanın temel ilkesi olan kendi ad ve hesabına çalışma koşulu getirilmiş, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa'nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının dıavalı Kurumca 21.10.1977-18.04.1999, 06.04.2000 ve devamı şeklinde sigortalı sayıldığı, 12.09.2007 tarihi itibariyle 30.903,86 TL prim borcu bulunduğu, mahkemece vergi, oda ve esnaf sicil kayıtlarının getirtilmediği, 01.05.2003 tarihinden sonra sigortalılık şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan davacının yazılı tahsis talebi bulunmadığı gerekçesiyle yaşlılık aylığı talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir. Gerçekten, davacının Bağ-Kur şahsi sicil dosyasının incelenmesinden, Kurum’a yaşlılık aylığı bağlanması talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece davacının dava tarihinde tahsis talebinde bulunduğu kabul edilerek yaşlılık aylığı koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilip bir karar verilmesi gerekir.Yapılacak iş, davacının vergi, sicil ve oda kayıtlarını getirterek 01.05.2003 tarihinden sonra sigortalılık şartlarının bulunup bulunmadığı, sigortalılık şartları var ise 1479 sayılı Yasa'nın Ek 19. 5510 sayılı Yasa'nın geçici 17. maddesinin somut olaya uygulanmasının mümkün olup olmadığını belirlemek, davacının sigortalılığın son bulduğu tarihi belirledikten sonra bu tarih itibariyle Kurum’a prim borcu bulunup bulunmadığını sormak, prim borcu yok ise ve diğer aylık bağlanma şartları da var ise dava tarihini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar vermek, prim borcu var ise davacıya prim borcunu ödemek için önel vermek, prim borcunu öderse ,ödediği tarihi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar vermek, ödemez ise talebin reddine karar vermektir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 04.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.