Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 2340 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 20070 - Esas Yıl 2008
MAHKEMESİ : Ankara 17. İş MahkemesiTARİHİ : 13/06/2007NUMARASI : 2005/744-2007/672Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Mahkemece maddi zararın SGK tarafından bağlanan gelirlerin tüm peşin sermaye değeri ile karşılandığından reddine, manevi tazminatın kısmen kabulü ile 30.000.00 TL. manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.Yapılan incelemede, Milli Savunma Bakanlığı, Özel Harekat Komutanlığının yeniden yapılandırılması ve modernizasyonu işini 19.2.2000 tarihinde davalı şirkete ihale yoluyla verdiği, davacının sözleşme kapsamında yapılan inşaat işinde amele olarak çalışırken inşaatta temizlik yaparken üzerine şantiye sahasındaki duvarın düşmesiyle meydana gelen iş kazasında %30,2 oranında daimi iş göremez duruma geldiği, hükme esas alınan bilirkişi kurulunun raporunda şirketin %100 kusurlu bulunduğu davalı Milli Savunma Bakanlığının ise ihale ile bu işi verdiğinden kusurunun bulunmadığının bildirdiği görülmüştür.İş kazası sonucu zarara uğrayan işçi veya haksahiplerinin açacakları tazminat davası işveren veya işveren ile birlikte kusurlu 3. kişilere karşı yöneltilir. Bundan başka aracı olarak nitelendirilen kişilerle işe alınan işçilerin uğrayacakları zarardan dolayı asıl işverenin aracı ile birlikte sorumlu olacağı 4857 sayılı İş Yasası'nın 2. maddesi gereğidir.Somut olayda çözümlenmesi gereken sorun, davalı şirket ile Milli Savunma Bakanlığı arasındaki hukuki ilişkinin işveren- aracı veya iş sahibi-müteahhit ilişkisi mi olduğudur. İş Yasası'nın 2. ve 506 sayılı Yasa'nın 87. maddelerindeki açıklamalar ışığında aracıdan(taşaron) sözedebilmek için öncelikle üst işveren ve bunun tarafından ortaya konan bir iş olmalı ve görülmekte olan bu işin bölüm ve eklentilerinden bir iş alt işveren devredilmelidir. Buna karşın bir işin bütünüyle bir işverene devri veya anahtar teslimi denilen biçimde işin verilmesi durumunda artık üst-alt işveren ilişkisi söz konusu olamaz. Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin doğabilmesinin ilk koşulu; işyerinde işçi çalıştıran bir asıl işverenin, bulunması, diğer unsur işin asıl işverene ait işyerinde görülüyor olmasıdır.Davalı Milli Savunma Bakanlığı ve şirket arasındaki 19.2.2000 tarihli sözleşmenin tetkikinden ihale ile işin tümüyle işveren şirkete bırakıldığı ve iş kazasının şirket tarafından işin icra edildiği sırada meydana gelmesine göre artık Milli Savunma Bakanlığının işveren sıfatının ortadan kalktığı ortadadır.Mahkemece, davalı Milli Savunma Bakanlığı'nın, işi anahtar teslim şeklinde davalı şirkete verdiğinin anlaşılmasına göre hakkındaki davanın husumetten reddi yerine, denetim ve kontrollük görevi bulunduğu gerekçesiyle sorumlu tutulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davalı Milli Savunma Bakanlığının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 19.2.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.