Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23089 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20142 - Esas Yıl 2015





Y A R G I T A Y İ L A M IİNCELENEN KARARINMAHKEMESİ : Bakırköy 2. İş MahkemesiTARİHİ : 10/09/2015NUMARASI : 2013/319-2015/284 Davacı, davalı Kurum tarafından gönderilen ödeme emirlerinin iptaliyle, borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2- Dava; dava dışı iDAŞ İstanbul Döşeme Anonim Şirketi’'nin, Kurumun 6183 sayılı Kanun'a göre, 06/03/2013 tarih 4.034.438 sayı ve 24190 takip kart numaralı tevhitli takip dosyalarında takip edilen prim borcunun tahsili amacıyla davacı adına çıkarılan ödeme emirinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının dava dışı şirkette temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, prim borçlarından sorumlu tutulabilecek üst düzey yöneticisi olmadığı, bu sebeple kendisine tebliğ edilen ödeme emrindeki prim borçlarından müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacı hakkında davalı kurum tarafından 06/03/2013 tarih 4.034.438 sayı ve 24190 takip kart numaralı tevhitli takip dosyaları ile yapılan takiplerin iptaline karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davanın hakdüşürücü süre içerisinde açıldığı, 06/03/2013 tarih 4.034.438 sayı ve 24190 takip kart numaralı tevhitli takip dosyalarında takip edilen borcun 2010/4 ila 11 ve 2011/7 ila 2013/1 arasındaki dönemlere ait prim borcu olduğu, 08/05/2009 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre davacının ilk olarak 12/04/2009 tarihli 705 sayılı Yönetim Kurulu kararıyla Yönetim Kurulu üyesi olarak seçildiği, 07/03/2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'ne göre davacının Yönetim Kurulu üyeliğinden 31/12/2012 tarihi tibariyle istifa ettiği, davacının şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı anlaşılmaktadırDavanın yasal dayanağı ise 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.5510 sayılı Kanun'un yürürlük süresiyle ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun'un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.Davanın yasal dayanığını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu - olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır. Diğer bir deyişle, Kurumun 01/07/2008 tarihinden sonraki sigorta primleri ve diğer alacakları ile ilgili olarak şirketlerin borçlarından müşetereken ve müteselsilen sorumlu olmak için şirketin Yönetim Kurulu üyesi olmak yeterlidir.Öte yandan; 6183 sayılı Yasa'nın mükerrer 35/5. maddesinde düzenlenen "borcun doğduğu ve ödenmesi gerektiği zaman" kavramına değinmek gerekir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 11, 12, 80, 86, 88 ve 90 ıncı maddeleri ile 12/05/2010 tarihli 27579 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği'nin ilgili hükümleri doğrultusunda işveren yükümlülüklerine ilişkin uygulama esaslarını düzenleyen 01/09/2012 tarih ve 28398 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren İşveren Uygulamaları Tebliği'nin, "Kanunun 4 üncü Maddenin Birinci Fıkrasının (a) Bendi Kapsamında Sigortalı Olanlar Yönünden Primlerin Ödenme Süreleri ve Usulleri" başlığını taşıyan 2.4 maddesinde, "Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir." hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesinde asıl borçlu hakkında yapılan yasal takip ve araştırmalar sonucu kamu alacağının tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde, yasal temsilcisine ödeme emri çıkarabileceği bildirilmiş ise de; 6183 sayılı Kanun 506 ve 5510 sayılı Kanunlara göre daha genel bir Kanun durumunda olup uygulamada da benimsendiği üzere öncelik özel Kanun hükümlerine tanınacağından, özel kanun niteliğinde olan 506 sayılı Kanunun 80. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi karşısında, davaya konu borç dönemlerinde 5510 sayılı Kanun'un 88 maddesinin yürürlükte bulunduğu, davacının ticaret sicil bilgilerine göre 2010/4 ila 11 ve 2011/7 ila 2012/11 arasındaki borç dönemlerinde yönetim kurulu üyesi olması nazara alındığında, bu süre içinde kalan kamu borçlarından dolayı 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde ve 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde belirlenen "haklı sebep olmaksızın ödememe" hali kapsamında sorumlu olacağı açıktır. Yapılacak iş; davacının 06/03/2013 tarih 4.034.438 sayı ve 24190 takip kart numaralı tevhitli takip dosyalarında takip edilen borcun 2010/4 ila 11 ve 2011/7 ila 2012/11 arasındaki dönemlere ait prim borçlarından, borç dönemlerinde dava dışı şirketin Yönetim Kurulu üyesi olduğu anlaşılmakla, davacının 5510 sayılı Kanun'un 88/20 maddesi gereğince sorumlu olacağı, 2012/12 ve 2013/1 dönemlerinden ise prim borçlarından sorumlu olmayacağı kabul edilerek davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. .../..O halde davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 22.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.