MAHKEMESİ : İzmir 12. İş MahkemesiTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2013/134-2013/733Davacı, 01/06/1988 tarihinde 1 gün çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R Dava, davacının 1.6.1988 tarihinde davalı H.. B..'e ait işyerinde bir gün süre ile geçen çalışmasının ve sigorta başlangıç tarihinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne hükümde yazılı şekilde çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de bu sonuca eksik araştırma ve inceleme ile gidilmiştir. Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 108.maddesinin 1.fıkrasında; " Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının uygulanmasında nazara alınacak sigortalılık süresinin başlangıcı, sigortalının, yürürlükten kaldırılmış 5417 ve 6900 sayılı kanunlara veya bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihdir." hükmü düzenlenmiştir.Bir kimsenin sigortalı sayılabilmesi için sigortalı işe giriş bildirgesinin varlığı yeterli değildir. Aynı zamanda o kimsenin Yasa'nın belirlediği biçimde (506 sayılı Yasa'nın 2. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi) eylemli olarak çalışması da koşuldur. Bu yön 506 sayılı Yasa'nın 6. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'nın 7/a maddesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1999/21-549-555, 2005/21-437-448 ve 2007/21-306-320 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır. Bu bakımdan bu tür davalar yalnızca bir günlük çalışmanın tespitinden ibaret olarak görülmemeli, bir günlük çalışmanın kabulü ile saptanacak sigortalılık başlangıcının sigortalıya sağlayacağı sigortalılık süresi ile birlikte kazandıracağı haklar dikkate alınarak; davanın kamu düzenine ilişkin olduğu da gözetilerek davacının işyerinde eylemli olarak çalışıp çalışmadığı yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı H.. B..'e ait 1951.. sicil nolu davalı işyerinden davacı adına 1.6.1988 tarihli işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 4.7.1988 tarihinde intikal ettirildiği, davalı işyerinin 15.4.1986 tarihinde 506 Sayılı Yasa kapsamına alınıp 31.5.1986 tarihinde anılan yasa kapsamından çıkarıldığı,tespite konu dönem içinde Kurum müfettişlerince yapılan bir inceleme ve denetleme bulunmadığı,davalıya ait vergi mükellefiyetinin 15.7.1985 tarihinden başladığı ve davalı H.. B..'in 31.12.1996 tarihinde ticari faaliyetini terk ettiği,davalı işyerinden kuruma verilen dönem bordrosunda adı geçen tek kişinin ve tanık olarak dinlenen N.. B..'in davalı işverenin annesi olduğu ve adı geçen bordro tanığınca, işyerinde alüminyum doğrama işinin yapılması nedeniyle bir kadınının çalışacağı nitelikte bir işyeri olmadığını, davacıyı tanımadığını beyan edildiği,mahkemece yetersiz araştırma ve inceleme ile sonuca gidildiği anlaşılmaktadır. Yapılacak iş, Kurumdan sorulmak suretiyle veya zabıta araştırması ile özenli olarak tespit edilecek komşu işyerlerinde benzer işi yapan işlerle uğraşan işverenler veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanların beyanlarına başvurmak, davacının sigorta sicil numarasının kurumun hangi ünitesince verildiği ve hangi yılın ve ayın serilerinden olduğunu sormak, sigortalı işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olup olmadığını belirlemek amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırmak, tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre fiili çalışmanın olup olmadığına karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 6.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.