MAHKEMESİ: Denizli 1. İş MahkemesiTARİHİ: 04/04/2006NUMARASI: 2004/215-2006/246Davacılar, murisinin, 1.1.1985 - 31.12.1995 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitiyle hak ediş tarihi itibariyle ölüm aylığı bağlanmasına, bağlanacak ölüm aylıklarına yine hak ediş tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, davacıların murisi M.G.ün 01.01.1985-31.12.1995 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında tarım sigortalılığının geçerli olduğunun tesbiti ile ölüm sigortası yönünden tahsis yapılması istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacıların murisi M. G.’ün 01.01.1985-31.12.1985 tarihleri arasında 2925 sayılı Yasa kapsamında tarım sigortalısı olduğunun tesbitine, şartları oluşmadığından ölüm aylığı bağlanması ve ıslah talebinin reddine karar verilmiştir. Davacıların murisi M.G.’ün süreksiz olarak tarım işlerinde hizmet akdi ile çalışması nedeniyle ve isteği de göz önünde tutularak 2925 sayılı Yasa kapsamına alındığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, süresinde primlerin ödenmemesi durumunda primleri ödenen sürelerde dahil olmak üzere, tüm sigortalılık sürelerinin iptal edilip edilmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 2925 sayılı Yasa'nın 6/a maddesidir. Anılan maddede primlerini ait olduğu yılı takip eden yılın şubat ayı sonuna kadar ödemeyenler ile ödedikleri halde aynı süre içinde Kuruma tevsik etmeyenlerin, o yılın bir ocak gününden itibaren sigortalılıkları sona erer, hükmü öngörülmüştür. Somut olayda, davacıların murisinin 01.01.1985 tarihinden itibaren 2925 sayılı Yasa kapsamında tarım sigortalısı olarak tescil edildiği, Kurum tarafından 1988 yılı 7-12. aylar primini geç (12.06.2003 tarihinde) ödediğinden dolayı 30.12.1988 tarihi itibariyle tarım sigortalılığının sona erdirildiği, 01.01.1989-30.12.1995 tarihleri arasındaki primlerini ise süresinde ödediği, 29.11.2002 tarihinde vefat ettiği ve davacıların 25.02.2003 tarihinde Kurumdan ölüm aylığı tahsis talebinde bulundukları dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacıların murisinin primlerini süresinde ödediği 01.01.1989-30.12.1995 tarihleri arasındaki sigortalılığının iptaline yönelik Kurum işleminin doğru olmadığı açık-seçiktir. Bu nedenle, mahkemece bu sürelerin reddine karar verilmesi yerinde değildir. Ayrıca, dosya içeriğinden davacının 01.01.1985-30.12.1988 tarihleri arasında davalı Kurum tarafından 2925 sayılı Yasa’ya tabi sigortalı olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Kurum tarafından kabul edilen sürelerin tespitinde davacının hukuki yararı olmadığından, mahkemece, bu süreye ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, taraflar arasında ihtilaflı olmayan 01.01.1985-31.12.1985 tarihleri arasındaki dönem yönünden hüküm kurulması da isabetsizdir.Öte yandan, davacıların murisinin 01.09.1977-30.08.1977, 01.06.1980-30.06.1980, 01.08.1980-30.08.1980, 01.05.1984-31.07.1984, 01.12.1996-01.09.1997 ve 17.03.1998-01.05.1998 tarihleri arasında toplam 347 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalılığı da bulunmaktadır. 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi hükmüne göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir. Ancak, malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’na göre yaş haddinden resen emekli olma, süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları kurumun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır. Bu durumda, davacıların murisi en son 506 sayılı Yasa’ya tabi olarak çalıştığından, 506 sayılı Yasa hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanması gerekmektedir. 506 sayılı Yasa’nın ölüm sigortasından aylık bağlama koşullarını düzenleyen ve davacıların murisinin ölümü tarihinde yürürlükte bulunan 66/c maddesinde, toplam olarak 1800 gün veya en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanacağı hükmü öngörülmüştür. Davacıların murisinin 01.01.1985-30.12.1995 tarihleri arasında 1980 gün 2925 sayılı yasaya tabi sigortalılığı ve 01.09.1977-30.08.1977, 01.06.1980-30.06.1980, 01.08.1980-30.08.1980, 01.05.1984-31.07.1984, 01.12.1996-01.09.1997 ve 17.03.1998-01.05.1998 tarihleri arasında da 347 gün 506 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığı olmak üzere toplam 2327 gün sigortalılığı bulunmaktadır. Yapılacak iş, 2925 sayılı Yasa'nın 6/a maddesinin öngördüğü süre içinde primleri ödenen 01.01.1989-30.12.1995 tarihleri arasına ilişkin istemin kabulüne, taraflar arasında ihtilaflı olmayan 01.01.1985-30.12.1988 tarihleri arasına ilişkin istemin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine ve davacılara en son prim ödemesinin yapıldığı 12.06.2003 tarihi takip eden aybaşı olan 01.07.2003 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa hükümlerine göre ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 14.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.