MAHKEMESİ : Akhisar 1. Asliye Hukuk İş MahkemesiTARİHİ : 22/10/2013NUMARASI : 2011/131-2013/642 Davacı, davalıların neden olduğu trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen 9.756,00-TL hasar bedelinin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalılardan A.. Yol Asfaltlama A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı şirket vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacı sigorta şirketinin, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde davalılar tarafından hasar bedelinin ödenmediği iddiasıyla hasar bedelinin ve işleyecek yasal faizinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece davanın esasına girilerek davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.Uyuşmazlık, görevli mahkemenin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Göreve ilişkin kurallar 6100 sayılı HMK m. 1 gereği kamu düzenindendir. Ayrıca, 05.12.1977 tarih, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi, mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum yolu ile genişletilmesi veya değiştirilmesi mümkün değildir. Görevin kamu düzenine ilişkin bulunmasının doğal sonucu, bu alan tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir alan değildir. Taraflar anlaşmak suretiyle, somut uyuşmazlık bağlamında görevli olmayan bir yargı yerini görevli hâle getiremezler. Görev ve yargı yolunun caiz olmasına ilişkin kurallar da HMK m. 114/1-b-c gereği bir dava şartı olup, bu kurallara aykırılık, hüküm kesinleşinceye kadar mahkeme ve Yargıtay tarafından re'sen gözetilir ve taraflarca da ileri sürülebilir (YİBBGK nun 04.02.1959 tarih, 1957/13-1959/5 sayılı kararı). Nitekim HMK nun 115/2. maddesi gereği mahkeme görevli olup olmadığını; HMK nun 355. maddesi gereği ise, istinaf mahkemesi kamu düzenine aykırılığı re'sen gözetir. Bunun için tarafların hükmü görevsizlik sebebiyle temyiz etmiş olmalarına dahi gerek olmaksızın, tarafların ilk kez Yargıtay'da ileri sürmeleri mümkündür. Bu nedenle görev, usuli kazanılmış hakkın istisnalarından biridir ve daha önce mahkemenin görevsizliği konusunda herhangi bir karar verilmemiş olsa bile, daha sonra bu hususun gözönüne alınması mümkündür. Öte yandan, İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir.İş Mahkemelerinin görevi 5521 sayılı Yasanın 1.maddesi ile düzenlenmiştir. Anılan maddede; işçiyle işveren veya işveren vekili arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkları ile İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davaların da İş Mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür. İş Mahkemeleri özel kanunla kurulmuş olup görevleri istisnai nitelik taşıdığından 5521 sayılı Yasa'da sınırlı olarak sayılmış dava ve uyuşmazlıklar ile diğer yasaların İş Mahkemelerini görevlendirdiği dava ve işler dışındaki dava ve işlere İş Mahkemelerinde bakılamaz. Somut olayda; davanın taraflar arasında bir işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak talebine dayanmadığı, talebin maddi hasarlı trafik kazası neticesinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 64. maddesi gereğince haksız fiilden kaynaklanan rücuen tazminat talebine ilişkin olduğu anlaşılmakla, mahkemelerin görevi hususunun da kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde bulundurularak, davaya bakmakla İş Mahkemesi'nin değil; genel mahkemelerin görevli olduğu açıktır. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgularda yanılgıya düşülerek, davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekirken; işin esasına girilerek hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.O halde davalı şirket vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.