MAHKEMESİ : Çorum 1. İş MahkemesiTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2012/234-2013/781Davacı, ilk kesinti tarihini takip eden aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının, aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, davacının ilk tevkifat tarihini takip eden aybaşından tarihinden tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti istemine ilişkindirMahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.Yargıtay'ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davalarında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması yada ürün tesliminin olması tek başına davanın kabulü için yeterli değildir. Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti için öncelikle bir prim kesintisinin (tevkifat) bulunması gerekir. Yine bu prim kesintisini (tevkifatı) takip eden yıllarda, tarımsal faaliyete ilişkin olarak, hangi tarımsal ürünlerin yetiştirildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği, bu ürünlerden prim kesintisinin yapılıp yapılmadığı gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir.Öte yandan ilk prim kesintisini izleyen yıllarda, prim kesintisi (tevkifat) veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilip, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir. Ayrıca tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, gerek 506 ve gerekse 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartların da gerçekleşmesi halinde 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve anılan çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği dairemizin giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerindendir. Bunun yanında 2926 sayılı Yasa'nın 5 ve 6.maddelerine göre tarım Bağ-Kur sigortalılığının 506 ve 1479 sayılı Yasalar kapsamındaki kısa süreli çalışmaların başlamasından bir gün önce sona ereceğinin ve bu çalışmaların sona ermesinden bir gün sonra başlayacağının gözönünde bulundurulması gerekir.Bir yıldan daha az süren zorunlu sigortalılık kapsamındaki çalışmalar kısa süreli olup, kesintisiz bir şekilde bir yıl veya daha fazla süren çalışmalar ise uzun süreli çalışmadır.Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının 01/06/1998 tarihinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ancak tescil tarihi itibariyle SSK kapsamında çalışmaları olduğu gerekçesiyle sigortalılığın iptal edildiği, 1982-2011 yılları arası kısa süreli SSK (5510/4-a) kapsamında çalışmalarının bulunduğu, 1998-2004 yılları arası düzenli prim kesintisinin bulunduğu, 2001 yılında kooperatif, 2000 yılında ziraat odası kaydının başladığı, kolluk tutanağı ve tanık beyanlarında davacının tarımla uğraştığının belirtildiği anlaşılmaktadır.Somut olayda, mahkemece kayıtlarına göre SSK kapsamında çalışmaların bulunması ve tevkifatların iade edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Çünkü zorunlu sigortalılık kapsamındaki kısa süreli çalışmalar tarım Bağ-Kur sigortalılığını tümden ortadan kaldırmaz. Öte yandan prim kesintisine dayalı tespit davalarında, ilk prim kesintisinin yapıldığı yılı takip eden yıllarda da, prim kesintisinin veya ürün tesliminin yani tarımsal faaliyetin sürekli olması gerekir. Sürekli prim kesintisi ve ürün tesliminden amaç, bunun her yıl yapılabileceği gibi, prim kesintisi veya ürün tesliminin iki yıla kadar olan süre dışında devam ettiği durumlarda da tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilir. Dolayısıyla 1998-2004 yılları arası dönemde düzenli prim kesintisi bulunması nedeniyle sigortalılık koşullarının oluştuğu düşünülmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.Yapılacak iş,1-) Davcının 01/06/1998-31/12/2004 tarihleri arası kısa süreli SSK'lı çalışmalar haricinde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine,2-) 01/01/2005 tarihinden sonraki döneme gelince, yukarıda belirtilen hususlara uygun ayrıntılı araştırma yapılarak bu dönemde prim kesintisi veya ürün tesliminin bulunup bulunmadığını araştırmak eğer varsa davanın kabulüne, yoksa şimdiki gibi davanın bu dönem yönünden reddine karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.