Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2242 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 20187 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Ordu 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTARİHİ: 14/06/2006NUMARASI: 350-282Davacı, 01.10.1990-16.07.2003 tarihleri arasında S.S.K. zorunlu sigortalılığı dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, davacının 01.10.1990-16.07.2003 tarihleri arasında Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmaları hariç tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.Mahkemece istemin aynen kabulüne karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p.e. İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır. Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Yapılan incelemede, davacının 1.10.1990 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, S.S.K.'na tabi sigortalı olarak çalışmaya başlaması nedeniyle 30.06.1991 tarihinde terkin edildiği 2000,2001,2002,2003,2004,2005 yıllarında Tarım Bağ-Kur prim ödemelerinin bulunduğu 2001,2002,2003,2004,2005 yıllarında İlçe Tarım Müdürlüğünden D.G.D.(Doğrudan Gelir Destek) Kredisi aldığı, ziraat odası kaydının 2001 yılından beri devam ettiği, 25.12.1989-22.01.1990 tarihleri arasında 16 gün, 01.07.1991 -30.09.1992, 04.08.1993 -31.08.1993 , 15.09.1993 - 07.11.1993 , 12.02.1994 -28.02.1994 , 01.05.1995 - 01.11.1995 , 15.04.1996 - 02.11.1996 , 01.04.1997 - 29.11.1997 , 25.06.1999 - 30.11.1999, 08.12.1999 - 31.07.2001 , 26.11.2002 - 02.12.2002 , 16.07.2003- 20.10.2003 tarihleri arasında S.S.K.'na tabi zorunlu sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda davacı davalı Kurumca 09.09.1990 tarihli giriş bildirgesi üzerine 01.01.1990 tarihi itibariyle tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil 30.06.1991 tarihi itibariyle terkin edilmişse de davacının 01.07.1991-08.12.1999 tarihleri arasında prim ödemesi bulunmadığı gibi tarımsal faaliyette bulunduğuna ilişkin 2926 sayılı Yasa'nın 10. maddesinde belirtilen kayıtların bulunduğuna ilişkin dosyada bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır. Ayrıca davacı 08.12.1999-31.07.2001 tarihleri arasında kesintisiz olarak bir yıldan fazla süre ile S.S.K.'na tabi çalışmakla 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılık iradesi sona ermiş olup blok çalışmanın sona ermesinden sonra prim yatırdığı 01.11.2002 tarihini takibeden aybaşı olan 01.12.2002 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa'ya tabi sigortalılığı yeniden başlamıştır.Mahkemece davacının 01.10.1990-30.06.1991 ve 01.12.2002-16.07.2003 tarihleri arasında S.S.K.'na tabi sigortalı olduğu süreler dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkin hüküm yerinde ise de 01.07.1991-01.12.2002 tarihleri arasındaki süre yönünden verilen tesbit kararı isabetsiz olmuştur.Yapılacak iş; Belediye Emlak Dairesinden davacının emlak vergisi mükellefi olup olmadığı, mükellef ise mükellefiyetin başladığı tarihi, zirai amaçlı kooperatiflerden üye olup olmadığını, üye ise üyelik tarihini sormak, varsa davacıya bu dönemde ürün sattığı kişi veya kuruluşları açıklattırmak, bu kişi veya kuruluşlardan ürün bedelinden prim kesintisi yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise kesinti tarihlerini sormak ve çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.