MAHKEMESİ: Çorum İş MahkemesiTARİHİ: 15/09/2009NUMARASI: 2009/34-2009/398Davacı, maaş bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava 26.10.1994 tarihinde ölen sigortalının ölüm aylığı bağlanan hak sahibi eş ve çocuklarının gelirden çıkması nedeniyle anne ve babanın ölüm aylığı talebini reddeden kurum işleminin iptali ile kuruma başvuru tarihinden geçerli olmak üzere sigortalının anne ve babası olan davacılara ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.Yerel Mahkemenin davanın reddine ilişkin önceki kararı davacı tarafça temyiz edilmiş ve Dairemizce Ölüm aylığına hak kazanmış hak sahiplerinin durumunda meydana gelen değişikliklerin diğer hak sahiplerinin aylık bağlanma oranlarının arttırılmasına ya da ölüm aylığına hak kazanmalarına neden olacağı, meydana gelen değişikliğe göre hak sahiplerinin durumlarının yeniden değerlendirilmesinin gerektiği göz ardı edilerek, davacılara ölüm aylığı bağlanmasını ölüm tarihindeki durum ile sınırlandırmak suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulmasına karar verilmiştir.Yerel mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen uyulan bozma ilamına uygun biçimde araştırma yapılmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir.Sigortalının hak sahibi olan eşinin 18.04.2001 tarihinde öldüğü uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık hak sahibi çocukların gelirden çıkıp çıkmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerçekten hak sahiplerinden erkek çocukları E.Ş.’un 14.08.2004 tarihinde, F. Ş.un ise 25.07.2006 tarihinde 18 yaşını bitirmelerine rağmen 13.09.2006 tarihli vukuatlı nüfus kayıt tablosunda Sosyal Sigortalar Kurumundan aylık aldıkları belirtilmektedir. Kız çocuklardan Ş.Ş.’un evliliğinin sona ermesi nedeniyle 01.05.1999 tarihinden itibaren yeniden ölüm aylığı bağlandığı ve bu aylığı almaya devam ettiği, F.Ş.’un ise 07.05.1999 tarihinde evlenmesi nedeniyle gelirinin kesildiği 20.02.2001 tarihinde boşandığı, 19.05.2001 tarihinden itibaren yeniden gelir bağlandığı ve 30.04.2007 tarihinde yeniden evlendiği dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağının oluşturan 506 sayılı yasanın 69/1,2 maddesi gereğince anne ve babaya ölüm aylığı bağlanması ancak eş ve çocuklara bağlanan gelirin sigortalıya ait aylıktan az olması halinde mümkündür. Somut olayda davacıların aylık talep tarihinde hak sahibi çocukların gelirlerinin anne ve babaya aylık bağlanmasını mümkün kılacak biçimde kesilmiş olduğu belli değildir. Aksine aylık talep tarihinde tüm çocukların gelir almakta oldukları görülmektedir. Tüm çocukların ölüm aylığından yararlanmaları durumunda da talep tarihinde 506 sayılı Yasa'nın 69.maddesinde öngörülen şartların davacı anne ve baba bakımından oluşmasının mümkün olmadığı ortadadır.Öte yandan yargılama sırasında yürürlüğü giren 5510 sayılı Yasa'nın 34/d maddesi ile “Hak sahibi eş ve çocuklardan artan hisse bulunması halinde her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babaya toplam % 25 oranında; ana ve babanın 65 yaşın üstünde olması halinde ise artan hisseye bakılmaksızın yukarıdaki şartlarla %25’i oranında aylık bağlanacağı” düzenlenmiştir. Davacıların doğum tarihlerine göre anılan yasal düzenlemenin getirdiği şartları taşıyıp taşımadıklarının da değerlendirilmesi gerekir.Yapılacak iş hak sahibi çocukların kurumdan hangi tarihler arasında ölüm aylığı aldıkları ve halen bu aylığı almaya devam edip etmedikleri sorulmak, gelecek cevaba göre davacı anne ve babanın 506 sayılı yasanın 69. maddesi gereğince ölüm aylığı bağlanma koşullarının bulunup bulunmadığını değerlendirmek, bu koşullar bulunmuyorsa 5510 sayılı Yasa'nın 34. maddesi ve yasanın yürürlüğe girdiği tarih de dikkate alınarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.