MAHKEMESİ: Lüleburgaz İş MahkemesiTARİHİ: 16/07/2009NUMARASI: 2009/114-2009/162Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı vekilince duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 435/2. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava 27.05.1995 tarihinde meydana gelen iş kazasında sol omuz ve önkolda yara ve tendon rüptürü sonucu % 6,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.Yerel Mahkemenin maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne ilişkin önceki kararı taraflarca temyiz edilmiş ve Dairemizce Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp 3.İhtisas Kurulunun aynı olayla ilgili olarak belirledikleri sürekli iş göremezlik oranları arasındaki çelişkinin Adli Tıp Genel Kurulunca giderilmesi suretiyle dava konusu iş kazası nedeniyle davacının sürekli iş göremezlik oranının hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak biçimde belirlenmeden ve davacı tarafından 15.03.2007 tarihinde maddi tazminattın ıslahen artırılması üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'i nin kabul edilerek ıslahen artırılan miktara ilişkin maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği göz ardı edilerek ıslahen artırılan miktarı da kapsar biçimde maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmek suretiyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı bulunarak mahkeme kararının bozulmasına, bozmanın niteliğine göre davalının sair temyiz itirazları ile davacının temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine karar verilmiştir.Yerel mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davacının maddi tazminat isteminin dava dilekçesindeki bölümü için kabulüne ıslahen artırılan bölüm için ise zaman aşımı nedeniyle istemin reddine, manevi tazminat ile ilgili hüküm kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu karar süresinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulmasına rağmen uyulan bozma ilamına uygun biçimde araştırma yapılmaksızın sonuca gidildiği görülmektedir.Gerçekten mahkemenin önceki kararı sürekli işgöremezlik oranının belirlenmesine ilişkin Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu ile Adli Tıp 3.İhtisas Kurulu raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için bozulmuş ve bozmaya uyulmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu duruma göre uyulan bozma ilamı gereğince davacının sürekli işgöremezlik oranına ilişkin olarak Adli Tıp Genel Kurulundan çelişki giderici rapor alınmak gerekirken, bu noksanlık giderilmeden hüküm kurulması isabetsizdir.Öte yandan önceki karar bozulurken davalının sair temyiz itirazları ile davacının temyiz itirazlarının ilerde inceleneceği vurgulanmıştır. Bu duruma göre de önceki kararın manevi tazminata ilişkin bölümünün kesinleştiğinden söz edilemeyeceği açıktır. Kaldı ki davacının sürekli işgöremezlik oranının duraksamaya yol açmayacak biçimde belirlenmesinden sonra manevi tazminatın takdirinin mümkün bulunduğu da ortadadır. Hal böyle olunca bozmaya konu karardaki manevi tazminatla ilgili hüküm kesinleşmediği, manevi tazminata yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinin ileriye bırakıldığı halde, manevi tazminatın bozma kararı kapsamı dışı kaldığından bahisle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdirMahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,bozma nedenine göre davacının öteki itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 02.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.