Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 22195 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3186 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ: Kahramanmaraş 1. İş MahkemesiTARİHİ : 15/07/2014NUMARASI : 2010/188-2014/485Davacı, kurum işleminin iptali ile 01.10.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitiyle ödenmeyen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir.Hükmün taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.K A R A R1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,2- Dava, davacının 01.10.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti ile aylıklarının hak ediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.Mahkemece, davalı S.. B.. işlemin iptaline ve davacının 01.10.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine yönelik talepleri hakkında, davanın konusuz kaldığı dikkate alınmak sureti ile karar verilmesine yer olmadığına, davacının hak ediş tarihinden itibaren hesaplanacak aylıkların yasal faizleri ile birlikte ödenmesine yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.Ayrıca, davanın konusuz kalan bölümü açısından davacının eldeki davanın açıldığı tarih itibari ile haklı olmadığı ve uyuşmazlığın davalıdan kaynaklanmadığı belirtilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı S.. B.. lehine hükmolunması gerektiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Dosyadaki kayıt ve belgelerden, Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2011/523 Esas ve 2012/305 Karar sayılı kararı ile davacının sigorta başlangıç tarihinin 21/05/1984 tarihi olduğunun tespitine karar verildiği, söz konusu kararın Dairemizin 31/01/2013 tarih 2012/23200 Esas ve 2013/1637 Karar sayılı ilamı ile onandığı, davacının 14/09/2009 tarihli tahsis talebinin 1984 yılındaki girişine rağmen çalışmasının olmadığının ve 25 yıllık sigortalılık süresini tamamlamadığı için emeklilik işlemlerinin yapılamayacağının bildirilerek reddedildiği, davacıya 11/12/2012 tarihli tahsis talebine göre 01/01/2013 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 15/05/2013 tarihli dilekçesi ile Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2011/523 Esas sayılı kararı ile sigorta başlangıcının tespitine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini belirterek 14/09/2009 tarihli tahsis talebine göre 01/10/2009 tarihinden itibaren birikmiş yaşlılık aylaklarının kendisine ödenmesini talep ettiği, Kurumun 19/10/2013 tarihli Aylık Değişiklik kararı ile davacının aylık başlangıç tarihinin 01/10/2009 olarak değiştirildiği ve 01/10/2009-18/10/2013 tarihleri arasındaki aylıklar için davacıya toplu olarak ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. 1- Somut olayda, davacının 14/09/2009 tarihli tahsis talebinin Kurum tarafından davacının sigorta başlangıcının 21/05/1984 tarihi olduğunun kabul edilmemesi sebebiyle reddedildiği, Kahramanmaraş İş Mahkemesinin 2011/523 Esas ve 202/305 Karar sayılı ilamı ile davacının sigorta başlangıç tarihinin 21/05/1984 tarihi olduğunun tespitine karar verildiği ve söz konusu kararın Dairemizin kararı ile onanarak kesinleştiği, buna göre davacının tahsis talebinin reddedilmesinin doğru olmadığı ve Kurum İşleminin hatalı olduğu anlaşıldığından davanın konusuz kalan bölümü bakımından davacının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması doğru değildir.2- Borçlar Kanunun 113/2. maddesi hükmüne göre evvelce işleyen faizleri talep hakkının saklı tutulduğu (ihtirazi kayıt) ve saklı tutulduğunun hal ve koşullardan çıkartılması kaydıyla, ödenmemiş faizlerin istenebilme hakkı ortadan kalkmamakta, asıl borç ifa veya sair bir surette son bulmuş olsa bile borcun fer'isi olan faiz varlığını sürdürmekte ve alacaklı bunları talep edebilme hakkını yitirmemektedir.İhtirazi kayıt, alacaklının borçluya yönelttiği bir irade bildirimi ile yapılır. Bu bildirim ifadan önce ifa sırasında yada en geç ifanın ardından derhal yapılmalıdır. İhtirazi kayıt ileri sürülmezse, ilişkin olduğu hakkın düşmüş sayılması, o haktan zımni olarak vazgeçilmiş olması esasına dayanır. İşlemiş faizleri talep hakkı saklı tutulduğuna ilişkin beyanla ilgili olarak yasada bir şekil öngörülmemiştir.Asıl borç son bulduğu halde alacaklı bu hakkını saklı tuttuğunu veya durum koşullardan bunun anlaşılması gerektiğini kanıtladığı takdirde işlemiş faizlerle ilgili hakkı son bulmayacaktır.Somut olayda, Kurumun 19/10/2013 tarihli Aylık Değişiklik Kararı ile davacının aylık başlangıç tarihinin 01/10/2009 olarak değiştirildiği ve 01/10/2009-18/10/2013 tarihleri arasındaki aylıklar için davacıya toplu olarak ödeme yapıldığı, söz konusu ödeme yapılmadan önce 03/03/2010 tarihinde davacının eldeki davayı açtığı ve böylece faiz hakkını saklı tuttuğu anlaşıldığından davacının faiz talep etme hakkının da bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 10/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.