Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2219 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13852 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İş MahkemesiDavacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, iş kazası sonucu % 7,2 sürekli iş göremezliğe uğrayan davacı işçinin maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında davacı vekili dava dilekçesi ile 1.055,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminat talep etmiş, 31.05.2011 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat miktarına 20.849,57 TL daha eklenmesini istemiştir. Davacı vekili 19.01.2012 tarihli ikinci bir ıslah dilekçesi vererek maddi tazminat talebine toplam 2.042,41 TL daha eklenmesini talep etmiştir.Mahkemece, ikinci ıslah dilekçesi ile talep edilen miktarı da kapsar şekilde 23.946,98 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesi yanlıştır. HMK 176 (HUMK.’nun 83) ve devam maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya istem sonucunun bir kez değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir davanın açılması olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Öte yandan harca tabi davalarda her dava açılırken davalıdan başvurma harcı ile nispi harca tabi davalarda nispi karar ve ilam harcının dörtte biri peşin olarak alınır. Gerekli harçlar alındıktan sonra dava dilekçesi esas defterine kaydedilir ve dava, dava dilekçesinin esas defterine kayıt edildiği tarihte açılmış sayılır. İnceleme konusu olan bu olayda ikinci kez maddi tazminat talebinin artırılması için ıslah dilekçesi verildiği ve ikinci ıslah dilekçesinde de başvuru harcının yatırılmadığı anlaşılmaktadır. Dilekçenin bu haliyle bir ek dava dilekçesi olarak kabulü dahi mümkün değildir. Islah aynı davada bir kez yapılabilirken ikinci ıslah dilekçesinde talep edilen miktarıda kapsar şekilde hüküm kurularak söz konusu ikinci ıslaha değer verilmesi doğru bulunmamıştır.Mahkemece, yukarda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 12/02/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.