Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2209 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 1962 - Esas Yıl 2007





Mahkemesi: Ankara 15.İş MahkemesiTarih: 05.12.2006No: 108-778Davacı, 01.02.2003 tarihinde yaşlılık aylığına hak kazandığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Dava, yaşlılık aylığı istemine iliştindir.Mahkemece, davacıya yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbitine ilişkin karar, 1479 sayılı Yasa'nın 35/a maddesi işaret edilip davacının borcunun bulunup bulunmadığı araştırılarak çıkacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bu defa mahkemece davacının prim borcu bulunduğundan istemin reddine karar verilmiş ise de aşağıdaki gerekçelerle varılan sonuç doğru görülmemiştir.Mahkemece dosyadaki mevcut Kurum tarafından düzenlenmiş sigortalı bilgileri ile ilgili yazılardaki değişik sigortalılık sürelerine ait farklı borç miktarları, davacı tarafından yapılan itirazlar, ibraz edilen belgeler ve tüm ödemeler dikkate alınarak, kabul edilen ve Dairemizce de uygun görülen, davacının SSK. çalışması ile birlikte 25 yıl 11 ay 7 günlük toplam sigortalılık süresi içindeki 18.12.1972-04.12.1974, 28.02.1979-31.12.1989 ve 06.05.1991-10.01.2003 tarihleri arasındaki 24 yıl 5 ay 23 günlük Bağ-Kur sigortalılık süresi üzerinden borcunun bulunup bulunmadığının ve varsa borç miktarının, öncelikle kurumdan sorulmasından sonra dosyanın uzman bir bilirkişiye tevdii ile (dosyada görüşü alınan bilirkişi dışında) açıkça belirlenerek, sonuçta yaşlılık aylığı talep tarihi itibariyle borcu bulunmadığı takdirde talep tarihini takip eden aybaşından aylık bağlanmasına, borcunun bulunduğunun anlaşılması halinde ise davacı tarafa önel verilip borcun ödenmesi durumunda ödemeyi takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanmasının karar verilmesi gerekirken, hesaplama yapılmaksızın mevcut hesap ekstreleri üzerinden düzenlenmiş soyut bilirkişi raporu itibariyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.