Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2201 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 1739 - Esas Yıl 2006





Mahkemesi: Adana 1.İcra MahkemesiTarih : 17.05.2005No : 300-387Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davacı (3.kişi) ile davalı( Borçlu) vekilleri tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.Uyuşmazlık, 3. kişinin İ.İ.K.’nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece, davalı alacaklının derdestlik itirazının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.H.U.M.K.’nun 187. maddesinde düzenlenen derdestlik ilk itirazı, yeni açılmış bir davada daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte olan bir dava sebebiyle ileri sürülebilir. Derdestlik ilk itirazında bulunulabilmek için her iki davanın taraflarının, konusunun ve davanın sebebinin (davanın dayandığı vakıaların) aynı olması gerekir. Somut olayda, davaların konuları aynı olmakla beraber tarafları ve sebebi aynı değildir. Gerçekten, aynı mahkemenin 2005/287 Esas sayılı dosyasında, alacaklı Türkiye İş Bankası A.Ş. tarafından üçüncü kişi....... Holding A.Ş. aleyhine açılan davada, 18.03.2005 tarihinde borçlu Ö. B. hakkında yapılan haciz sırasında üçüncü kişi.... Holding A.Ş. tarafından ileri sürülen istihkak iddiasının reddine karar verilmesi istenildiği, davanın kabulüne karar verildiği, ancak kararın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Temyize konu dava ise, üçüncü kişi..... Holding A.Ş. tarafından alacaklı Türkiye İş Bankası A.Ş. ile borçlu Ö. B. aleyhine açılmış ve bu davada 18.03.2005 tarihinde yapılan haczin kaldırılması istenilmiştir. Bu durumda, davalı alacaklının derdestlik itirazı reddedilerek, temyiz konusu istihkak davasının sonucuna etkili olan aynı mahkemenin 2005/287 Esas sayılı davasında verilen kararın kesinleşmesi beklendikten sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı 3. kişi ile davalı borçlunun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 09.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.