MAHKEMESİ: Kocaeli 3. İş MahkemesiTARİHİ : 16/04/2015NUMARASI : 2005/1019-2015/132 Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 27.596.92 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/12/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ile karşı taraf vekili Avukat geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü, ve aşağıdaki karar tesbit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 24.04.1996 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 15,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabul??ne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı tarafça temyiz edilmiştir. Manevi tazminatın takdirine ilişkin karar isabetlidir. Maddi tazminat gelince: İş kazası sonucu sürekli iş göremezlik nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi amacıyla açılan maddi ve manevi tazminat davalarında; zamanaşımı süresi gerek olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu'nun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince haksız fiilin meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıldır. Somut olayda, davacı 11.09.2005 tarihli kısmi dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 5.000,00-TL maddi ve 3.000,00-TL manevi tazminat istemli olarak dava açmış ve bu dava görülmekte iken 18.03.2015 tarihinde maddi tazminata ilişkin istemini ıslah suretiyle 19.596,92-TL artırarak toplamda 24.596,92-TL maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacının maddi tazminatın artırımına yönelik ıslahı üzerine, davalı tarafça süresinde zaman aşımı def-i ileri sürülmüş ve mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulü sırasında ıslah konusu maddi tazminat istemi de dikkate alınmıştır. Uyuşmazlık bu tür davalarda gerek yürürlükten kalkan 818 sayılı Borçlar Kanununun 125. maddesi ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı yasanın 146. maddesi gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zaman aşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır. Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin zararı öğrenmesi demek, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavu??ur. Bedensel zararın gelişim, gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Dava konusu olayda sol kulaktaki işitme kaybı nedeniyle 16.05.2011 tarihli rapora göre 24.07.1996 tarihinde sürekli iş göremez duruma giren davacı bakımından değişen ve gelişen bir durumun söz konusu olmadığı giderek olayla birlikte zararın öğrenildiği ortadadır. Bu duruma göre 24.04.1996 olay tarihine göre 18.03.2015 ıslah tarihinde yasanın öngördüğü 10 yıllık sürenin geçtiği açıktır. Hal böyle olunca, maddi tazminat isteminin artırılmasına ilişkin ıslah üzerine, süresi içerisinde davalı tarafından ileri sürülen zamanaşımı def'i nin kabul edilerek ıslahla artırılan maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, ıslah konusu miktarı da kapsar biçimde maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. 1996 yılındaki olay nedeniyle 2010 yılında Kuruma yapılan başvurunun zaman aşımının başlangıcının belirlenmesi anlamında davacıya bir hak kazandırmayacağı ortadadır. Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle ıslah konusu maddi tazminat isteminin zaman aşımına uğradığından reddi yerine yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.