Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21967 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12732 - Esas Yıl 2015





Davacı iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle 158.612.34 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi ve davalı vekilince de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/12/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı Şirket yetkilisi ve vekil Avukatı ile karşı taraf vekili Avukat geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tespit edildi. K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 21.10.2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu % 49,00 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacının maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiştir. Manevi tazminatın takdirine ilişkin karar isabetlidir. Maddi tazminatın belirlenmesinde ise hata yapıldığı görülmektedir. Dava, nitelikçe Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle mükerrer ödemeyi ve haksız zenginleşmeyi önlemek için, sigortalının tazminatı hesaplandıktan ve sürekli iş göremezlik oranı, kusur oranı ve kanuni nedenler indirildikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin rücu edilebilir bölümünün indirilmesi suretiyle tazminatın belirlenmesi gerektiği Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir. Somut olayda davacının 07.07.2009 tarihinde %18 olarak belirlenen sürekli iş göremezliğinin 26.08.2011 tarihinde artarak %49 oranına yükseldiği uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık davacının zararının belirlenmesi sırasında indirilmesi gerekli ilk peşin sermaye değerinin belirlenmesine ilişkindir. Mahkemece Kurumca ilk belirlenen ve gelir bağlanmasına esas alınan %18 sürekli iş göremezlik oranı üzerinden bağlanan ilk peşin sermaye değerinin indirilmesi suretiyle tazminatın belirlenmesi yoluna gidilmiş ise de varılan bu sonuç hatalıdır. Zarar hesabı %49 oranındaki sürekli iş göremezliği dikkate alınarak yapıldığına göre indirilmesi gerekli peşin sermaye değerinin de buna göre sorulması gerektiği, giderek Kurumun artan oran üzerinden gelir bağlayacağı ortadadır. Hal böyle olunca da %18 oranındaki sürekli iş göremezliğe göre bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin indirilmesi suretiyle maddi tazminatın fazla belirlenmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00 Tl duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davalıya iadesine 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.