Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21966 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12731 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle, 258.534,58TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davalı vekilince istenilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 08/12/2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı vekili Avukat ... ile karşı taraf vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere, temyizin kapsamına ve temyiz nedenlerine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2- Dava 14.01.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davacıların maddi tazminat istemlerinin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Mahkemece kurulan hüküm aşağıdaki nedenlerle hatalıdır. Davacılardan ... için manevi tazminat isteminin 30.000,00-TL olduğu, buna karşılık anılan davacı yararına 40.000,00-TL manevi tazminat karar verildiği 20.01.2014 günlü dava dilekçesi ile hükmün incelenmesinden anlaşılmaktadır. Taleple bağlı olarak karar verilmesi gerektiği HMK’nun 26. Maddesinin emredici kuralıdır. Hal böyle olunca davacı ... yararına 40.000,00-TL manevi tazminata karar verilmesi suretiyle talebin aşılması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Mahkemece davacı eş ...’in yeniden evlenme ihtimalinin göz önünde tutularak %23 oranında indirim uygulanmak suretiyle maddi zararının hesaplandığı hesap bilirkişi raporunun hükmüne esas alındığı görülmektedir. Sağ kalan eşin yaşamının ilerleyen dönemlerinde yeniden evlenmek suretiyle ölenin desteğinden çıkması ihtimaline karşılık tazminatından bir miktar indirime gidilmesi isabetlidir. Dairemizin kararlılık gösteren uygulamaları da bu doğrultudadır. Ne var ki davacı ... dosya içerisindeki nüfus kayıt örneğine göre 10.10.1991 doğumlu olup rapor tarihinde 24 yaşında bulunduğu halde, 28 yaşında olduğunun kabulü ile yeniden evlenme şansının düşük belirlenmesi isabetsiz olmuştur. Avukatlık ücretine yönelik temyize gelince; Mahkemece ihtiyari dava arkadaşı olan davacılardan her biri yararına hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat tutarları üzerinden ayrı ayrı avukatlık ücretine karar verildiği görülmektedir. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan tarifenin 10/4 maddesi gereğince Manevi tazminat davası, maddi tazminat davasıyla birlikte açıldığından manevi tazminat açısından avukatlık ücretinin ayrı bir kalem olarak hükmedilmesi isabetlidir. Ancak ihtiyari dava arkadaşlarından her biri yararına ayrı avukatlık ücretine karar verilmesi hatalı olmuştur. Gerçekten Dava tek bir başvurma harcı ile açılmıştır. Hal böyle olunca hüküm altına alınan maddi tazminatların toplamı üzerinden ve manevi tazminatların toplamı üzerinden davacılar yararına tek bir avukatlık ücretinin takdiri gerekirken, Avukatlık Asgari ücret Tarifesinin 3-8. maddelerine aykırı biçimde, davacılardan her biri yararına hüküm altına alınan tazminat miktarları üzerinden ayrı avukatlık ücreti takdiri usul ve yasaya aykırıdır.Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan ve özellikle taleple bağlılık ilkesine aykırı, evlenme şansının hatalı değerlendirilmesinde ve avukatlık ücretinin belirlenmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.100.00TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.