MAHKEMESİ: Nevşehir İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/03/2007NUMARASI: 2006/173-2007/33Yukarıda tarih ve numarası yazılı kararın temyizen tetkiki davalı(Alacaklı) vekili tarafından istenmiş, mahkemece ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar verilmiştir. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi. Uyuşmazlık 3. kişinin İİK'nun 96 ve onu izleyen maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir.Davacı 3.kişi borçlu hakkında Nevşehir 2.İcra müdürlüğünün 2005/2052 sayılı takip dosyası ile icra takibine geçtiğini borçluya ait ev eşyalarının haczedilerek 19.10.2005 tarihinde gerçekleşen ihale sonucu alacağa mahsuben kendisi tarafından satın alındığını ve aynı ev eşyalarının 31.10.2005 tarihinde noterde düzenlenen sözleşme ile borçlunun eşi G.T.’a 5 yıl süreyle kiralandığını 04.09.2006 tarihinde yapılan haczin kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece davanın kabulune karar verilmiş isede dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle varılan sonuç doğru değildir.Dava konusu 04.09.2006 tarihli haciz borçlu H.O.T.’a ait ev adresinde ve elinde gerçekleştirilmiştir.Bu durumda mülkiyet karinesi İİ’nun 97/a maddesi uyarınca borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır.Davacı 3.kişinin bu karine aksini kesin ve güçlü delillerle kanıtlaması gerekir.Davacı 3.kişi ihaleden aldığı hacizli malları borçlunun eşine kiraladığını iddia etmektedir.Ülkemizde taşınır eşyanın bu şekilde ihaleden alınıp kiralanması şeklinde bir gelenek mevcut değildir.3.kişinin borcunu ödemeyen ,eşyaları satılan bir borçluya yada eşine kira sözleşmesi ile aynı menkul malları kiralaması hayatın olağan akışına aykırıdır.Satın alma ve kiralama borçluyu müteakip hacizlerden korumaya yönelik bi eylem biçimine dönüşmektedir.Danışıklı olduğu çok açık bir biçimde belirgin satın alma ve kira sözleşmesinin hukukça korunamayacağı ortadadır.Bu durumda danışıklı dayalı olan 3.kişinin istihkak iddiasının kabulu usul ve yasaya aykırıdır.Kabule görede ;İstihkak davasının kabulü üzerine davacı yararına tazminata hükmedilebilmesi için İ.İ.K.'nun 97/15. maddesi uyarınca alacaklının kötü niyetinin gerçekleşmesi gerekir.Haciz borçlunun ev adresinde ve elinde gerçekleştiğinden alacaklının 3.kişinin istihkak iddiasına karşı çıkması kötü niyetli bir davranış olarak nitelendirilemez. Alacaklının kötü niyeti kanıtlanmadığından tazminatla sorumlu tutulması ve tazminat matrahında da hata yapılarak hacizli malların değerinin çok üstünde olan alacak değeri üzerinden alacaklının kötü niyet tazminatıyla sorumlu tutulması doğru değildir.O halde, davalı alacaklının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı(Alacaklı)'ya iadesine 12.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.